Sorumlu kim?

Çağdaş bir ülkede devletin yurttaşına vereceği iki temel hizmet; kaliteli ve tabana yayılmış bir eğitim ile bağımsız yargının tecellisi olan adalettir. Her ikisi de ülkemizdeki güven endeksinde diplerde dolaşmaktadır. Toplum ve devlet olma gerekleri zincirinin ana eksenini oluşturan eğitimin, dibe vurması, diğer parametrelerde çarpan etkisi yaratmaktadır. Eğitimi kalitesiz, çapsız, ölçüsüz olan bir ülke, ekonomik, sosyal ve kültürel yönlerden de sorunlu ve sancılıdır. Çünkü eğitim tek sermayedir, kalkınmanın, büyümenin gelişmenin, değişmenin, güçlenmenin, egemenliğin ve bağımsızlığın temelidir. Eğitimde öne çıkmış ülkelerin ekonomileri, toplumsal bağları, kültürel ağları, hukuku, temel hak ve özgürlükleri ve dünya çapındaki rekabetleri de hep ön sıralardadır.

Bağımsız üretken ve dünya ile yarışan bir ekonominin temelinde, kaliteli ve verimli bir eğitimin yattığını kim yadsıyabilir ki? Oysa dönüp bir de kendimize, kendi içimize baktığımızda eğitimin geldiği sefalet noktasını görürüz. Hiç şüphesiz bakanlık istatistiklerine göz attığınızda; son yıllarda ülkeye kazandırılan derslik sayısından, ataması yapılan öğretmen sayılarına, derslik başına düşen öğrenci sayılarının hızla aşağı çekilmesinden, dağıtılan bedava kitaplara, özel öğretim ve okul teşvikinden Fatih projesine kadar birçok alanda sayısal ve kalabalık rakamların öne çıkarıldığı ve bunlarla övünüldüğünü gerçeğiyle karşılaşırız. Oysa eğitimin biçimsel yapısından ziyade, içeriğine yönelik yapılması gereken hamlelerde hep geç kalındığı, es geçildiği ya da yapılmadığını tartışmak gerekir. Örneğin; bir türlü zorunlu hale getirilemeyen okul öncesi eğitimin durumu, okullaşma oranı, okul öncesi eğitimde merak uyandıracak ve temel becerileri geliştirecek müfredat ve ekipman yoksunluğu, özel-devlet arasında birbirine benzemeyen ve birbiriyle uyuşmayan eğitim programları ki okul öncesi eğitim eğitimin temel taşıdır. Bununla birlikte eğitimin özünü sarsan ve rakamlarla ifade edilen ve genellikle imam hatip okulları üzerinden yürütülen sistem karmaşası… yoğun, hantal, yüklü bir müfredat programı ve eğitim enstrümanları… Öğretmen niteliğinin popüler kültüre kurban edilmesi, üreten, araştıran, okuyan gerektiği yerde gerektiği şekilde itiraz eden öğretmen yerine gözlerimi kaparım gereğini yaparım, edilgen ve kaderci anlayışa sahip öğretmenlerin niceliği… Eğitim yöneticiliği atamalarında; liyakat, kariyer, hakkaniyet, adalet ve ahlak ölçülerinin, bizden olsun gerisi önemli değil anlayışına yenik düşürülmesi, itiraz eden, ses yükselten, nitelik ve kalite arayan eğitimin geldiği durumu sorgulayan kitlelerin korkutulması, terörle ilintili olarak görülmesi yanlışı, orta kademe yöneticilerinin hiçbir ölçü ve kurala bağlı kalınmadan ortalamanın altından seçilmesi, bakanlığın milli politikalarının bir takım din tandanslı vakıf, cemaat ve derneklerle işbirliği protokolleri imzalanarak, gündemin alt sıralarına itilmesi, başarıyı sayısal ve rakamsal verilerle ve doğru yanıt verilen soru adetleriyle eş değer tutulması, merdiven altı kurs, etüt ve dershane mantığı yüklü bir takım merkezlerin, faaliyetlerine devam etmesi, her gün mantar gibi biten, başarı ve başarısızlıkları sorgulanmayan, eğitimi sırf beton ve gösterişli binalardan ibaret olduğunu sanan, bunun yanında apartman ortaokuldan tutun da apartman üniversiteye kadar gittikçe çoğalan, çoğaldıkça kaliteyi sıfırlayan özel eğitim ve okul mantığı. Ve de çocuklarını ve gençlerini en verimli ve üretken çağında, çoktan seçmeli sorulara mahkûm eden, yarışmacı ve sınav odaklı eğitim anlayışı…

Sonuç Liselere Yerleştirme Sınavında açıkta kalıpta hiçbir okula yerleştirilemeyen iki yüz bine yakın öğrenci ve velilerinin çığlığı, çaresizliği ve umutsuzluğu… Sene başından beri sekiz kez değiştirilen ve yeni adı YKS olan sınavın birinci aşaması sayılan Temel Yeterlilik Testinde; 40 matematik sorusuna verilen ortalama yanıt 5.6, 40 Türkçe sorusuna verilen yanıt 16, 20 Sosyal bilgiler sorusuna verilen ortalama yanıt 6, ve 20 Fen bilimleri sorusuna verilen ortalama yanıt ise 2.8 dir. Bu sınavın ikinci aşaması olan Alan Yeterlilik Testinde ise; 40 matematik sorusuna verilen ortalama yanıt 3.9, 14 fizik sorusuna verilen yanıt 0.4, 13 kimya sorusuna verilen yanıt 1.1, 13 biyoloji sorusuna verilen yanıt 1.6, 21 tarih sorusuna 3, 17 coğrafya sorusuna 5 12 felsefe sorusuna verilen yanıt 2 ve 24 Türk dili ve edebiyatı sorusuna verilen yanıt ise 4.7 dir. Ayrıca bu sınavda kırk bin öğrenci ise sıfır çekmiştir. Peki sorumlu kim?….

Bir cevap yazın