İşini-gücünü başarıyla yaparak ‘işadamı’ olmaya hak kazanan isimleri de biliyoruz; hiç çalışmadan, sadece işini(!) bilerek zirveye çıkan insanları da biliyoruz.
Aradaki fark o kadar çok ki!
İşadamı, işine odaklanır.
İşini bilen yalakalığa odaklanır!!!
İşadamı hep çalışır.
Gecesi – gündüzü yoktur.
Üretime endekslidir.
Mütevazıdır.
Dürüstlüğü ilke edinir.
Emekten yanadır.
İşini bilen, fazla yorulmaz.
Minareyi çalsa, kılıfını mutlaka uydurur!
Emeksiz yemeyi sever!
Mesaisi hep makam sahipleriyledir!
Pervasızdır!
Toplumda bu farkın bilinmesine rağmen, işini bilenin daha çok sevildiğine de şahit oluyoruz.
Neden mi?
Orası tam bir muamma işte!!!
Soralım bakalım.
Hangisi daha çok değer görüyor?
a- İşini bilen
b- İşadamı
c- Hiçbiri
Gerçek şu ki…
Maalesef ‘a’ şıkkı!!!
Her zaman iktidardaki isimleri seven ve ilişkilerini hep üst düzeyde tutan işini bilenler, ‘hayırsever’ etiketini de hiç ihmal etmezler!!!
Topla
Çıkar
Böl
Çarp
Sıfır elde var sıfır!!!
Amma…
İşini bilenler daha çok rağbet görüyor!
Garip olan da bu ya!!!