Al sazı eline!

Çal be kardeşim.
Sazın her telinden nağmeler aksın.
Hem çal, hem söyle.

Türküler peşpeşe gelsin.
Uzun hava da olsun.
Oyun havaları da olsun.

Kapattım gözlerimi dinliyorum.
Nerelere gittim?
Kimleri hatırladım bir bilsen?
Bir film şeridi gibi!
Her karesinde ayrı bir dünya var!

Öylesine kaptırdım ki kendimi; gözlerimi açıp o büyülü seslerden mahrum olmak istemedim.

Nerdeeeen?
Nereye?

Sevgiyle yoğrulduk biz.
Dostlukla büyüdük.
Paylaşmasını hep bildik.

‘Ben’
‘Sen’
‘O’
Hiç bilmedik bunları!

Yıllaaaaarrr öncesine gitmedim sadece, yaşadıklarımı bir kez daha yaşadım desem hiç abartı olmaz.

Al sazı eline!
Çal be kardeşim.
Bidaha çal!
Duygu fırtınası hiç dinmiyor!!!

Merak ediyorum!
Kaç kişi sen saz çalarken duygulanıyor?
Düşünüyorum işte!!!

Sen saz çalarken duygulanıyorum ama birileri de çocuklarımızın geleceğini çalarken duygulanıyor!

Çalmak onlar için ne ki?
Tamamen duygusal!!!
Saz ve türkü kim, onlar kim?

Evet!
Nerdeeeeennnn?
Nereye?!?!?!

Çocukluk anılarımız.
Okul ve gençlik yıllarımız.
İlk aşkımız.
Dumlupınar Mahallemiz.
Pınarbaşı Caddemiz.
Altın kumsalında denize girdiğimiz sahilimiz.
CAN arkadaşlarımız.
İskenderun’un o büyüleyen güzelliği.
Onu bile çaldılar!!!

Sen yine de saz çal be kardeşim.
Türküler, yaşamımızın fon müziği olmaya devam etsin!
Eski İskenderun’u düşünüyorum gözlerim kapalı!!!

Bir cevap yazın