Denizin üzerinde yürüyordu!

Nasıl da anlatıyor.
Çok heyecanlı.
Şaşkınlığını da ifade ediyor.
Titredikçe titriyor!

Dinleyenler ‘Allah Allah’ deyip duruyor!
İnananlar var.
İnanmayanlar da var.
Tam bir muamma!

Kalabalığı gördükçe daha da garip hareketler içinde dili tutulmuş gibi bir tavır içinde.

Adeta bir tiyatro oyuncusu dersiniz!
Nasıl da bağırıyor!

-Gördümmmm!
-Denizin üzerinde yürüyordu!!!

Kim yürüyordu?
Nasıl yürüyordu?
Doğru mu?
Suyun üzerinde yürümek de ne?
Batmıyor muydu?

Dinleyenler birbirlerinin yüzüne aval aval bakıyorlardı adeta!

Bir ismi işaret ediyor.
Ama…
Kutsal birini tarif eder gibiydi!

Kalabalık afallamıştı!
Bir insan denizin üzerinde yürüyebilir miydi?

Bazıları ‘Vay be!’ deyip inandı.
Bazıları ‘Olur mu?’ diye tepki gösterdi.
Bazıları da ‘kararsız’ havasında!

Tartışmalar böyle sürüp giderken, birileri yine cehaletin şifresiyle kutsanmıştı bile!

Bilimden uzaklaşınca hep böyle oluyor!
Dün de böyleydi.
Bugün de böyle devam ediyor.

Biri çıkıp dese ki:
“Getirin de denizin üzerinde yürüsün”

O zaman ‘Ak koyun – kara koyun’ belli olur!
Vallahi tılsım bozulacak!
Takke de düşecek, kel de görünecek!!!

Peki, o ‘biri’ hani nerde?
‘Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ gibi biri!!!
Maviliklerde hep umudumuz var çocuklar!

Bir cevap yazın