Küçücük bir dükkân.
Ama…
Koskocaman bir yürek.
Arkadaş.
Dost.
Sırdaş.
İyi bir komşu.
Güvenli bir el.
Ve…
Zor günlerde sıcak bir el.
Mahalle ve sokaklarımızdaki küçük ‘Bakkal Amca’lardan söz ediyorum. Bugünlerde market zincirlerinin kıskacına alınmış o sımsıcak ‘Bakkal Amca’lar çok zorda. Bir bir kepenk indirirlerken, aslında kendi evimizin geleceğine darbe vurulduğunu anlamak istemiyoruz.
-Bir ekmek gönderir misiniz?
-Bir kilo domates.
-Beş yumurta.
-Yarım kilo zeytin.
-İki paket makarna.
-Ocağın tüpü bitti, hemen gönderebilir misiniz?
Evin ne eksiği varsa karşılayan ‘Bakkal Amca’lar.
Bazen ‘Gönderir misiniz’ istekleri.
Bazen bakkala giden çocukların istekleri.
Yaz deftere ‘Bakkal Amca’!
Maaşlar alınınca borç kapatılır.
Peki, hepsi bu kadar mı?
Alışveriş mi sadece?
Kesinlikle ‘Hayır’!!!
Hemen hemen her evin dert ortağı, sorunları paylaştığınız bir psikolog gibiydi ‘Bakkal Amca’lar. Mahallenin en güvenilir ve ‘Hızır’ gibi size yetişen o güzel insanlarını bir bir yok ettiğimizin farkına varamadık bir türlü!
–Çocuğumun sorunları var.
-Maaş erken bitti, biraz para lazım.
-Annem çok rahatsız hangi doktora götürelim?
-Çocuklar okuldan gelecek, evin anahtarını sana bırakıyorum.
-Yaşlı babam evde tek başına göz-kulak olur musun?
Daha neler neler!
Tam bir dert babası ‘Bakkal Amca’lar.
Doktor.
Güven kapısı.
Kısacası…
Ailemizden biriydi ‘Bakkal Amca’lar.
Market zincirleri bir bir boğuyor ‘Bakkal Amcala’ları!
Bırakın şehirlere girmeyi, her sokağa girdi market zincirleri.
Belediye yönetimlerinin o kadar büyük suçları var ki!!!
Şimdi soruyorum!
‘Bakkal Amca’ları kim koruyacak?
Daha doğrusu…
Bizim huzurlu geleceğimizi ve dayanışma ruhumuzu kim koruyacak?
‘Bakkal Amca’ları ihmal etmeyin ne olur!!!