Gribe yakalandığımızda ilk aklımıza gelen bitkisel çaylar ve
taze sıkılmış meyve suları… Peki, bu rahatlatıcı içecekler dışında dikkat
etmemiz gereken temel kurallar neler?
1) Vücuda yeterli miktarda protein alınmalı. Gün içerisinde her öğünde dengeli
ve yeterli protein alımı önemlidir. Kahvaltıda tercih edilen peynir, yumurta,
öğle-akşam öğünlerinde tüketilen et/tavuk/balık veya bitkisel protein içeren
kurubaklagil tüketimi oldukça önemli. Virüslere karşı vücudun antikor
oluşturması açısından tüketilen proteinin görevi büyük. Unutulmamalıdır ki;
protein hücresel bağışıklığı arttırır.
2) A ve C vitaminlerinden zengin beslenmek. Grip, virüsünün vücuda girmesiyle birçok koruyucu enzimatik mekanizmada hasar oluşabilir, antioksidan özellikteki A vitamini hastalık yapıcı etkenlere karşı vücudu korumada büyük rol oynar. A vitamininden zengin besinler: süt, yumurta sarısı, sarı, turuncu ve yeşil sebze meyveler… A vitamini gibi antioksidan özellikte olan C vitamini de, bağışıklık güçlendirici özelliktedir. Antivirüs etkili, bakteri toksinlerini etkisiz hale getirici ve hücreye virüs girdiğinde hücre tarafından koruyucu protein yapımına yardımcı C vitamininden zengin besinler: yeşil sebzeler, turunçgiller, çilek, domates, kuşburnu, maydanoz. Yine beslenme düzenimizde sıklıkla yer alan patates doğru pişirme yöntemiyle tercih edildiğinde C vitamini gereksinmesini karşılamada büyük rol oynar. Bu besinleri soframızda sıklıkla bulundurmamız gerekir ama vitaminler dikkat edilmediğinde sıklıkla kayba uğrayan bileşenlerdir. Örneğin; C vitamininden zengin sebzeler bol suda pişirilirse vitamin suda kolayca eriyebildiğinden pişme suyuna geçer. Bu su atılırsa yüzde 50-80 oranında vitamin kaybı yaşanır. Sebze ve meyveler kesildikten veya pişirildikten sonra bekletilirse yine vitamin kayıpları olur. Besin hazırlanıp pişirilirken bakır ve demirle temasa gelirse vitamin kaybı yine fazladır. O nedenle; besinlerin saklama, hazırlama ve pişirme aşamalarında uygulanan işlemlerin niteliğine göre vitamin kaybı en aza indirilmeye çalışılmalıdır.
3) Araştırmalar fiziksel aktivite yapmayanların gribe daha kolay yakalandıklarını gösteriyor. Bağışıklık sistemini güçlendirmek için tempolu düzenli aktiviteler yapmak şart. Spor öncesi ara öğünde; protein kaynağı olarak yoğurt içerisine bol antioksidan kapasiteli ½ küçük boy nar eklemek vücudu hem spora hazırlar, hem de bağışıklığı kuvvetlendirir. Katı meyve sıkacağından geçirilmiş kereviz, havuç gibi sebze suları da bağışıklık sistemini korumaya birebir.
4) Bol sıvı tüketimi ve az az sık sık beslenme önemli. Sıvı alımının arttırılması vücuttaki toksinlerden uzaklaşmaya birebir. Vücudun ısı dengesini korumada sıvı alımı önemli. Az az sık sık beslenme ile kendimize zinde hissetmek mümkün. Kan glisemik kontrolümüzü sıkı tutmaya birebir. Düzenli çalışan metabolizma ile gribal enfeksiyonlardan korunmak daha kolay.
5) Alkol, sigara kullanan ve bol şekerli besin tüketenlerin beyaz kan hücresi üretimi baskılanacağından dolayı grip enfeksiyonuna yakalanmaları daha kolay olacaktır. Bu nedenle saf şekerleri tüketmemek, alkolden uzak durmak ve de sigarayı bırakmak çok önemli.