Deme be gardaş!

Devlet dairesine gitmiş.
Dilekçesi de tamam.
İşinin yapılmasını bekliyor.

Aradan zaman geçiyor.
Tık yok!

Biraz daha zaman geçiyor.
Yine ‘tık’ yok!

Zaman geçtikçe kızıyor ama işini daha da yokuşa süreceklerinden korktuğu için biraz daha bekliyor.

Sonrası da aynı.
Bekle babam bekle!

Kime gidecek?
Memura mı?
Müdürüne mi?
Başkana mı?

Ya da…
En üst makama mı?

Zannediyor ki gidince işi olacak ama orada da yanıldığını sonraki gidişlerinde anlıyor.

Nerden bilsin garibim!
O, ona gönderiyor.
O da ötekine.
Öteki de yukarıdakine.
Silsile bitmiyor!

Git, git değişen bir şey yok!
Aynı teraneler!!!

Gittiği kapı çok!
Ammaaa….
Liyakat yok!!!

En sonunda en büyük yönetici aklına geliyor ve umutlanıyor.

Bu kez, aşağıdan soruyor yetkili.
Cevap hep aynı:
“İnceliyoruz efendim!”

Sonuç da şaşırtmıyor.
Aşağıdakiler ne diyorsa o!!!

İn aşağı!
Çık yukarı!
İn aşağı!
Çık yukarı!

Sonunda ne mi oluyor?
Asansöre dönüyor vatandaş!!!

Sordum
Peki, dilekçeyi verene ne oldu?
Cevap üzücüydü:
“Öldü!”

Tepkime o da şaşırdı.
‘Deme be gardaş!’
Neyse ki işlemleri devam ediyormuş!!!

Bir cevap yazın