CHP Arsuz Kadın Kolları Başkanı Leman Yılmaz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gece yarısı kararnamesi ile İstanbul Sözleşmesi’ni tek taraflı fesih ettiğini duyurduğu kararın resmileşeceği bugün yaptığı açıklamada, kadınlar adına iktidara meydan okudu.
Erdoğan’ın hukuksuz kararının üzerinden geçen 103 günde basına en az 83 kadın cinayetinin yansıdığına dikkat çeken Yılmaz, kadınlara tacizi, tecavüzü, ölümü reva gören kararın hesabını ilk seçimde sandıkta soracaklarını söyledi.
Sözleşmenin yürürlüğe girdiği 1 Ağustos 2014’den bu yana uygulanması halinde, bugün en az 2 bin 336 kadının yaşıyor olacağına dikkat çeken Yılmaz, “ADAM TEK, BİZ ÇOĞUZ!” diyerek, kadınların İstanbul Sözleşmesine sahip çıkacağını belirtti.
‘Karanlık tablonun sebebi belli’
Sözleşmeden tek taraflı çekilme kararı alındığı günden itibaren, kadınların ve çocukların payına, ölüm, istismar ve şiddet düştüğünü vurgulayan Yılmaz, “ Sadece 103 günde yaşadığımız bu karanlık tablonun sebebi bellidir. 300’ü aşkın kadın derneğinin üye olduğu EŞİK Platformu’nun verilerine göre, Sözleşme yürürlüğe girdiği 1 Ağustos 2014’den bu yana uygulansaydı, bugün en az 2 bin 336 kadın yaşıyor olacaktı. Çünkü devlet, kadına karşı şiddetin önlenmesi için gerekli tedbirleri almış olacaktı. Kadınları etkin şekilde koruyacak, şiddeti önleyemediği koşulda da adil yargılama ve cezalandırma süreçlerini işletecekti. Kısacası İstanbul Sözleşmesi’nin yükümlülükleri yerine getirilmiş olsaydı; kadınlar sokak ortasında göz göre göre öldürülemeyecekti, kadınları katledenler cezasızlıkla ya da iyi hal indirimleriyle ödüllendirilmeyecekti. Çocuğa yönelik cinsel istismarda bulunanlar, delil yetersizliği gerekçesi ile tahliye edilmeyecekti; cinsel istismar mağduru çocuk, delil sunmak için istismarcısı ile ikinci kez bir araya gelip ses kaydı almaya çalışırken tekrar taciz edilmeyecekti” dedi.
“Danıştay heyeti değiştirildi”
Birçok kadın örgütünün ve siyasi partinin Danıştay’a açtığı davanın iki gün önce reddedildiğini anımsatan Yılmaz, “Ancak, Danıştay 10. Dairesi’nde ara karar veren heyetin değiştirildiğini ve oylamanın 3 kabul oyuna karşı 2 red oyu ile sonuçlandığını biliyoruz. Yürütmenin durdurulması yönünde oy veren üyelerden biri, uluslararası antlaşmaların yasa hükmünde olduğunu, fesih edilmesine ilişkin işlemlerde Cumhurbaşkanı’nın yetkisinin bulunmadığını belirtti. Karşı oy veren diğer üye ise; “yetkide ve usulde paralellik ilkesi gereği bir işlem hangi usule uyularak tesis edilmişse, aynı usule uyularak geri alınmalı, kaldırılmalı veya feshedilmelidir” dedi. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin oyladığı uluslararası sözleşmelerin sadece yürütme organı işlemiyle feshedilmesi mümkün değildir” vurgusunu yaptı. Telafisi güç veya imkânsız zararların doğmasına rağmen yürütmeyi durdurma kararı vermeyen Danıştay’a soruyoruz: Kadına yönelik şiddeti, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Derya Yanık gibi, siz de mi tolere edilebilir buluyorsunuz?” şeklinde konuştu.
“Kadın cinayetlerinin sorumlusu tek adam hükümetidir”
Yaşanan her kadın cinayetinin ve çocuğa yönelik istismarın sorumlusunun tek adam hükümeti olduğunu belirten Leman Yılmaz, “Kadın cinayetleri politiktir. Kadına yönelik şiddete bedel biçenler şiddeti bitirmek istemiyor! Tacizcileri, tecavüzcüleri cezasızlıkla ödüllendirenler, yaşam hakkımıza sahip çıkmıyor! Her fırsatta erken evliliğe göz kırpanlar, çocuk yaşta evliliği yasaklamak istemiyor! Ancak biz, kadınlara tacizi, tecavüzü, ölümü reva görmelerine izin vermeyeceğiz. Kadınların canıyla oynayan bu kararın hesabını ilk seçimlerde sandıkta soracağız! İktidara geldiğimiz ilk hafta içinde İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden yürürlüğe girmesini sağlayacağız. Sözleşmeyi uygulamaya koyduğumuzda bütün yükümlülüklerini yerine getirerek, kadına ve çocuğa yönelik şiddetin, istismarın nasıl sonlandırılacağını göstereceğiz. Türkiye’yi yeniden hukuk devletine dönüştüreceğiz. Halkın partisi olarak, halkla birlikte bu vahşeti sona erdireceğiz. Çünkü biliyoruz ki: ADAM TEK BİZ ÇOĞUZ!” dedi.