Bir yandan yavrusuna bakıyor.
Bir yandan da eldeki bıçağa bakıyor.
Annenin çaresizliği bu!
Erkeğin yüzünü görmüyor bile
Yalvarıyor da yalvarıyor!!!
x x x
Yolda yürürken tedirgin.
Küçük çocuğunun elinden tutmuş.
Adeta korkarak yürüyor.
İşte o an!
Elinde silahıyla koşan bir erkek.
Kaçmak istiyor kadın.
Gücü yok ki kaçabilsin.
Peşpeşe silah sesleri.
Hem de çocuğunun gözü önünde.
Ahhh o “Anneeee!” feryatları ahhh!!!
x x x
Minibüsten inen bir kadın.
Erkek, takip ediyormuş.
Acımasızca vurdukça vuruyor!
Kadını saçlarından sıkıca kavramış.
Hızını alamıyor cani!
Kadının kafasını nasıl da betona çarpıyor!
x x x
Apartmanda bir kavga sesi.
Kadının ‘Beni kurtarın’ yalvarışları.
Komşuları kapıda çaresiz!
Polise haber verenler acele yardım istiyor.
Bir an sesler durdu.
Kapı kırılıp içeri girilince korkunç tablo!
Kadın kanlar içinde yatıyor!
Erkeğin elindeki bıçak o kadar ürkütücü ki!
x x x
Kafede oturuyor kadın.
Bir erkekle gözgöze gelince hissetti ne olacağını!
Ayağa kalktı ve bağırdı:
“Ne olur yapma!!!”
Kulakları parçalıyordu bu feryat!
Ama…
Erkek, çoktan tetiğe basmıştı bile!
Ağlamamak elde mi ki!!!
x x x
Bunlar sadece birkaç örnek.
Kadına şiddet!
Kadın cinayetleri!
Canilik!
Hatta…
Canavarlık!!!
Anneler.
Bizleri doğuran anneler.
Mis kokulu kadınlar.
Size kalkan eller taş olur inşallah taş!!!
Ne çabuk değil mi?
‘İstanbul Sözleşmesi’ unutuldu da!
Hatırlatmak istedim!!!