CHP Hatay Milletvekili Suzan Şahin, son bir yılda 5500 hektar ormanı yanan Hatay’a 9 farklı alanda maden arama ruhsatı ile doğa katliamı yapanlara karşı kararlılıkla direnen vatandaşların sonuna kadar yanında olacaklarını söyledi.
Şahin, Doğu Akdeniz Çevre Dernekleri tarafından 9’u Hatay’da bulunan 766 adet maden sahası ihalesinin iptal istemiyle açılan davaya Ankara 4. İdare Mahkemesi tarafından “toplu maden ihalesi ilanının dava edilemeyeceği” gerekçesiyle red kararı verdiğini, ardından Danıştay’ın “toplu maden ihalesinin dava edilebileceği” yönünde karar vermesiyle ihalelerin iptal davalarının önünün açıldığını anımsatarak, hukuka aykırılık ve telafisi imkansız zarar şartlarını taşıdığı gerekçesiyle Akdeniz, Ege, Marmara, Karadeniz ve İç Anadolu’dan çevre STK’ları, Tabip Odaları ve Ziraat Mühendisleri Odaları çeşitli davalar açıldığını belirtti.
AKP hükümetinin gelecek nesilleri düşünmeden, yandaş doyurmak uğruna yaşam alanlarını hiçe saymasına karşı çıktığını ifade eden Şahin, Hatay’da 75 bin dönümlük alanda maden arama sahası açmanın ormanların, dağların tahrip edilmesine, doğanın dengesinin değişmesine, bunun da beraberinde felaketler getireceğine neden olacağını vurgulayarak, İskenderun Akçay Mahallesi ile Arsuz’un Hüyük Mahallesi’nde yapılmak istenen madencilik faaliyetlerini de endişeyle takip ettiklerini ifade etti.
İskenderun Akçay Mahallesinde toplam 996 hektarlık alanda (1400 futbol sahası büyüklüğünde) planlanan taş ocağı ve kırma tesisi ile Arsuz’un Hüyük Mahallesinde de Krommer Madencilik Şirketi tarafından 1820 hektarlık orman ve tarım arazisinin üzerine yapılmak istenen krom ocağını bölge halkının istemediğini kararlı bir duruşla ortaya koyduğunu söyleyen Şahin, “Yangından mal kaçırırcasına rant uğruna bu doğa katili tesisleri kuracak olanların önünü açmak için harcanan çaba ve ısrarı kabul etmek imkansızdır. Artık Hataylının fazlasını kaldıracak gücü yoktur. 2200 dönümü turizm bölgesi ilan edilen Arsuz’da dağdan denize uzanan tarım alanları, mera, orman ve sit alanları bu maden ve taş ocakları ile talan edilmek istenmektedir. Projeye karşı üç ayrı dava açılmasına ve köylüler lehine verilmiş mahkeme kararları olmasına rağmen AKP hükümeti tarafından halkın değil şirketin itirazları dikkate alınmaktadır. İskenderun’da olduğu gibi Arsuz’da da maden ocağı için yapılmak istenen ÇED toplantısı öncesinde kaymakamlığın kentte 15 gün süreyle her türlü toplantı ve açıklamayı yasaklamasına rağmen halk yoğun katılım ile yaşam alanı olan doğasına sahip çıkmış, çevre katili projeyi istemediğini dile getirmiştir. AKP’nin plansız, yandaşı millete üstün gören ve vatandaşlarımızın yaşam alanları hakkında sorumsuzca verdiği kararlarla, halkın buna dair talep ve itirazlarının kamu eliyle bastırılmasına karşı direneceğiz. Bu hukuksuzluğa karşı halkın haklı taleplerinin yanında olup sonuna kadar sürecin takipçisi olacağız. Hataylılar nefes almak istiyor” dedi.