Obezojenik çevrenin oluşmasında çevremizde yer alan insanların etkisi oldukça büyük… Tabağınızı bitirmek için yapılan ısrarlar, sunulan ikramlarla o besini yedirme istekleri ve kişileri kıramamaktan ötürü vücuda fazla kalori değerleri ile yüklenen kilolar… Oysa yapılan ikramı geri çevirmeniz o kişiye değer vermediğinizi göstermez. Sağlığınızı, formunuzu korumanıza yardımcı olur.
Peki, nedir bu obezojenik çevre?
Dışarıda fazla vakit geçiriyor, iş-okul yoğunluğunuzdan dolayı pratik/ hazır besinleri tercih ediyor musunuz? Gün içerisinde zamanınızın çoğu hareketsiz mi geçiyor?Evinizde sofrada ya da bir restorana gittiğinizde kocaman tabaklarda, büyük büyük porsiyonları hızlı bir şekilde mi tüketiyorsunuz?Kendinizde sürekli bir kilo artışı gözlüyor ve özellikle de bu artış karın çevrenizde oluyor, bunda bir türlü anlam veremiyor musunuz? Tüm bu faktörler bir araya geldiğinde siz obezojenik çevreye ayak uydurup, sıkı bir ilişkiye girmiş kilo almaya meyilli bir bireysiniz.
Bu probleme hemen dur demenin zamanı geldi ve yaşam tarzınızda sorgulayacağınız 5N kuralları neler?
NE?
Ne yediğinizi bilmeniz oldukça önemli. Beslenme programınızda ağırlıklı olarak hangi besinlere yer veriyorsunuz? Kiminiz kırmızı ete ağırlık verirken, kiminiz sebze müptelası, kiminiz ise tatlısız yapamayanlardan. Ama işin sırrı her besinden gereksinmemiz ölçüsünde tüketip, tükettiğimiz besinin hazzını yaşamakta.
NE KADAR?
Patlayana kadar diyenleriniz elbette olacaktır. Bu durumu yaşamanız mide-barsak pasajınıza ciddi yükleme yapacak, kilo almanız kaçınılmaz olacaktır. Her besin içerdiği besin öğeleri sayesinde sağlığa yarar sağlamakta; fakat gereksinme dışında tüketilen her besin kalori bombası olarak yağlanmanıza sebep olacaktır. Bir beslenme uzmanından alacağınız destek, hangi besine ne kadar gereksinmeniz olduğu konusunda size yön verecek beslenme programlarıyla, sağlıklı beslenmenize yardımcı olacaktır.
NE SIKLIKLA?
Kalori değeri yüksek, karbonhidrattan zengin bir beslenme programı, alkolü sık tüketmek sağlıklı vücut ağırlığınızı koruyamamanıza neden olacaktır. Bu gibi besin ya da içecekleri hangi sıklıkla, hangi ölçüde tüketmeniz gerektiği uygun analizlerle tespit edilmelidir. Fazladan alınan bir besin grubunun faydası zarara dönüşebilir, sağlığınızı sabote edebilir.
NE ZAMAN?
Eğer diyabet(şeker) hastalığı olmayan bir bireyseniz vücudunuz fizyolojik olarak açlık sinyaliyle size yemek yeme zamanını hatırlatacaktır. Yine de yemek için aç olduğunuz zamanı beklemek hata olacaktır. Güne enerji deposu sağlam bir kahvaltı ile başladıktan sonra 3 er saat ara ile devam eden bir beslenme düzeninizin olması en sağlıklı olanı.
NASIL( NEREDE)?
Yediğimiz besini kokusundan sunumuna, renklerine kadar benimseyip, besinle göz teması kurarak, yemeğimizi yavaş yavaş çiğneyerek tüketmek vücudunuzda tokluk mesajının oluşup verilmesi bakımından gerekli 10-20 dakika süreci, az kalori değeri alarak atlatmanıza yardımcı olacaktır. TV karşısında tüketilen yemeklerle daha fazla enerji alındığı yapılan çalışmalarla ortaya konmuştur. Yemek yeme eylemini, tek başına fizyolojik bir ihtiyaç olması yanı sıra, aile ya da arkadaşlarla sohbet eşliğinde yavaş bir şekilde gerçekleştirmek en sağlıklısı. Çeşit çeşit alternatifleri doğa ana bize tüm cömertliğiyle sunmuş durumda… Biz de tüm bu güzelliklerin tadına bol miktarda ve hızlıca değil de, sakin, ölçülü ve tadını çıkararak, keyif alarak bakmalıyız… Tercihimiz bir besin grubuna ağırlık vermekten öte her besin grubuna fırsat vermekten yana olmalı!