Bir yere seçilince ‘Koltuk Aşkı’ depreşiyor!

Bu nasıl bir hırs.
Bu nasıl bir kibir.
Bu nasıl bir aşk be kardeşim?

Allah vere bir yere seçilsinler de oraya nasıl yapışılacağını göstersinler diye uğraşanların aklına şaşarım!

Bu ne ya?
Önce, seçilmek için gayret gösterirlerken; daha sonra gitmemek için daha büyük gayret sarfetmeyi de asla ihmal etmezler.

Bu kadar görev aşkı!
Bu kadar mütevazılık!
Bu kadar fedakârlık!
Gözlerimiz yaşarıyor!!!

Başarılı da olsanız.
Başarısız da olsanız.
Gideceksiniz bir gün be kardeşim!
Süreniz do-la-cak!!!

Hepsi bir koltuk ya!
İster tahtadan!
İster altından!
İster çelikten!
İster cevizden!
Ne koltuklar gördü bu millet!!!

İster süslü-püslü!
İster oyma.
İster sade.
Altı-üstü bir koltuk işte!!!

Koltuk aşkı!
Oturan kalkmak istemiyor.
Ne kadar tatlıysa!
Nasıl bir aşksa bu böyle?!?!?!

İnce bir çizgi bu!
Seçilirsin
Çalışırsın
Başarırsın
Ama…
Günü gelince şerefinle bırakırsın.

‘Bayrak yarışıdır’ bunun adı.
Yeni isimler.
Taze kan.
Heyecan.
Kısacası…
Değişimde her zaman fayda vardır.

Hep dillendiririm.
“Gelmesini bilmek şeref
Gitmesini bilmek daha büyük bir şereftir”
Yok ki daha ötesi!!!

Bir cevap yazın