Doğu Akdeniz cehenneme dönüşüyor!

Cumhuriyet Halk Partisi(CHP) Doğa Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, çevre dernekleri, sivil toplum örgütleri, meslek odaları ve bölge milletvekilleri ile Mersin’de Doğu Akdeniz’deki çevre sorunlarının ele alındığı toplantıda biraraya geldi.

Toplantı sonrası, tüm itirazlara, bilimsel raporlara, uyarılara rağmen devam eden Akkuyu Nükleer Santrali önünde basın açıklaması yapan Adana – Mersin ve Hatay’daki çevre örgütleri ile Akdeniz bölge STK’ları ‘Nükleer Santral istemiyoruz’ diye haykırdı.

‘Kirli hava soluyoruz!’

Mersin Çevre ve Doğa Derneği(MERÇED) Başkanı Sabahat Aslan, Doğu Akdeniz Bölgesinde yaşadıkları çevre sorunlarının artık çok ciddileştiğini belirterek bu sorunları aktarmak için bu toplantıyı düzenlediklerini söyledi. Doğu Akdeniz Bölgesi’nin artık bir cehenneme dönüşmek üzere olduğunu ifade eden Aslan, ” Suyumuz, toprağımız çok kirlendi. Dünya standartlarının çok üstünde bir kirli hava solumaktayız. Artık Türkiye’nin dört bir yanında kurulamayacak tesisler ne yazık ki başta Mersin olmak üzere Adana ve Hatay’da kurulmaya karar veriliyor. Karaduvar’da yılda 500 bin ton polipropilen üretecek petrokimya tesisi kurulum planı başladı. ÇED toplantısına müdahil olduk. ÇED toplantısını yaptırmadık. Ama buna benzer Mersin, Adana ve Hatay’da ciddi çevre sorunlarımız var. Yıllarca hep birlikte Akkuyu Nükleer Santrali kurulmaması için mücadele ettik. Şu anda Mersin için konuşuyorum bütün denizlerimiz balık çiftlikleri ile dolmak üzere. ÇED toplantıları yapılmış. Biz bunlarla ilgili davalar açtık. Adana’nın Hatay’ın sorunları çok farklı. Çok ciddi mücadele etmek zorundayız. Çünkü yaşam hakkımız elimizden alınıyor” şeklinde konuştu.

“Yaşam hakkımız elimizden alınıyor”

İskenderun Körfezi’nde doğa ihlalleri ve çözüm önerilerini anlatan İskenderun Çevre Koruma Derneği Başkanı Nermin Yıldırım Kara, Hatay’ın çevre sorunları ve bölgedeki sorunların insan ve canlı hayatı ekosistemi için risk oluşturduğunu ifade etti.

Adana -Mersin ve Hatay’ın Termik Santral projeleri, Akkuyu Nükleer Santrali, Demirçelik sanayi, taş ocakları, çimento fabrikaları, hava kirliliği, canlı hayvan – angus sevkiyatının yarattığı sorunlar ve çok çeşitli kirleticilerin etkisi altında adeta yaşam hakkı ihlallerinin yaşandığı bir bölge haline dönüştüğünü anlatan Kara, “Çok ciddi bir biçimde insan ve kamu sağlığı tehdit edildiğinden, geçmişin atıl fosil yakıt enerji üretimi geleneğinden hızlı bir şekilde vazgeçerek geleceğin yenilenebilir enerji üretimine geçmeliyiz. Bölgemiz canlı yaşamı ve geleceğimiz için etkin mücadele ve kamunun denetimleri esas olmalıdır” derken, çevre mücadelesinin bir hak mücadelesi olduğunu ve yaşamı sivil toplum ve meslek odalarıyla birlikte savunacaklarını ifade etti.

“Halkın iradesinin önüne geçmek mümkün değil”

CHP Doğa Haklarından Sorumlu Genel Başkan  Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca ise bir buçuk yıldan beri Doğu Akdeniz bölgesinde bulunan Adana, Mersin ve Hatay’daki çevrecilerden aldıkları telefonlar sonunu sorunları yerinde incelemek üzere Mersin’e geldiğini belirterek, insan ve doğa sağlığı açısından tehdit oluşturduğunu savunduğu  “Nükleer santral (Akkuyu Nükleer Güç Santrali) inşaatını yeniden gözden geçirmesi ve derhal durdurulması için hükümete seslendi.

Santralin iştihdam sağlayacağı yönündeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını, sözleşme uyarınca bu nükleer santral tamamlanıp, reaktörler devreye girdiğinde burada sadece Rus vatandaşların çalıştırılacağını ifade eden Karaca, “Eğer halk istemezse, halk direnirse hiçbir şekilde halkın iradesinin önüne geçmek mümkün değil. Bu nedenle siz değerli STK ve oda temsilcilerinin çevre mücadelecilerinin mücadelesine destek vermek onlara elimizden gelen her katkıyı vermek bizim temel prensibimizdir ve ilkemizdir” derken, alternatif enerji kaynaklarına yönelinmesi gerektiğini dile getirdi.

Bir cevap yazın