Yalnız genel başkanlar mı yanlış?

Belediye başkanı.
Belediye meclis üyesi.
Milletvekili.

Dahası da aynı!
Oda başkanı.
Dernek başkanı.
Vakıf başkanı.

Devamı da aynı!
Sınıf başkanı.
Okul başkanı.
Apartman yönetimi başkanı.

Şu ‘Başkanlık’ ve ‘Mevki’ sevdası, öyle bir sevdadır ki; koltuğu bırakmamak için binbir entrika yapanları gördükçe parti genel başkanlarına kızmak istemiyorum. Hani şu genel başkanların gitmemesine kızıyoruz ya…

Evet!
Başaramayan gitmelidir!
Kazanamayan onuruyla bırakmalıdır!
Zamanı gelen durmamalıdır!

İskenderun Gazeteciler Cemiyeti Başkanlığı görevimi bırakırken söylediğim sözün hep arkasındayım.
Demiştim ki:
‘Gelmesini bilmek şeref, gitmesini bilmek ise daha büyük şereftir!!!’

Bakın bir göreve getirilenlere.
İki dönem.
Üç dönem.
Dört dönem.
Yetmez!
Yine kendisi seçilmek için çırpınıyor!

Belediye başkanı koltuğa otursun.
En iyisi kendisi!

Milletvekili seçilsin.
Kendisinden başkası olmaz!

Parti genel merkezinde yönetime girsin.
Başkası oraya bir daha giremez!

Hem de…
Yıllarca.
Taaaaa posası çıkana kadar!!!!!!

Sadece tepeye bakmamak gerek!
Genel başkanları aşağıdakiler bırakır mı?
Bırakmaz, çünkü…
Genel başkan giderse onlar da gidecek!!!
Asıl mesele burda!!!

Velhasıl-ıl kelam…
Koltuğa oturan, kendini lütuf sanıyor!!!!!!

Bir cevap yazın