Bu tohumu ekersek…

Ne cumhurbaşkanları, ne başbakanlar, ne bakanlar, ne milletvekilleri gördük. Ne valiler, ne kaymakamlar.. Ne belediye başkanları, ne belediye meclis üyeleri.. Ne işadamları, ne sanayiciler, ne yatırımcılar… Kimler geldi, kimler geçti?
Sırasıyla…

Zaman, ilerliyor.
Hem de…
O kadar hızlı ki!

Durmadan.
Yeni.
Yeniden.

O zaman, soruyorum!
Nedir bu kavga?
Nedir bu çekişme?
Nedir bu cebelleşme?
Nedir bu savaş?
Nedir, nedir, nedir?

Çekememezlik.
Yalan-dolan.
Dedikodu.
Bitmiyor da bitmiyor!!!

Gereksiz.
Çirkin.
Ve…
Basit!

Ne gerek var bunlara?
Kenetlenelim.
El ele tutuşalım.
Hepimiz mutlu oluruz.

Biz, birlikte ‘İSKENDERUN’uz.
Biz, birlikte ‘HATAY’ız.
Biz, birlikte ‘TÜRKİYE’yiz.

Hani bir Atasözümüz var:
“Bir elin nesi var.
İki elin sesi var.”
Tam da birlik ve beraberlik zamanıdır.

Evet!
Zaman hızla geçiyor.
Gidenlere bir bakın!
Ne götürmüşler?

Hepsi de hikâye!
Nasıl olsa gidiyoruz!
Âlem-i Cihan olsak ne yazar?
Gidiyoruz işte!!!

Padişah da olsa
Başkan da olsa.
Paralı da olsa.
Çulsuz da olsa.
Hani nerde?!?!?!

Zaman çok hızlı.
Ne ekersek, onu biçeriz!
Gelin, ‘SEVGİ’ tohumu ekelim.
Ve…
‘BARIŞ’ tohumu ekelim.

ki…
Çocuklarımız ‘SEVGİ’ ve ‘BARIŞ’ biçsin!

Bir cevap yazın