Özelleştirme Hatay için ‘avantaj’ mı, ‘risk’ mi?

Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş bazı arkeolojik bölgelerin kaz-işlet modeliyle özel sektöre verilebileceğini açıkladı. Hatay gibi kazı çalışmaları devam eden ve toprak altından çıkarılmayı bekleyen sayısız esere sahip kentleri yakından ilgilendiren bu açıklama tepkileri de beraberinde getirdi. Kaz-İşlet modeliyle, arkeolojik çalışmaların özel sektöre açılmasına bir anlamda ‘özelleştirilmesi’ne ilk eleştiriyi Kültür ve Turizm eski Bakanı Ertuğrul Günay yaptı.

Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş “Kaz-işlet” modelinde kontrolün yüzde 100 sağlanacağını belirterek, “Hiçbir şekilde burada en ufak bir kaçağa göz yummayacağımız bir model kurmak zorundayız. İlgiyi artırmak bakımından belki bazı yerler burayı alın, yapın, ortaya çıkarın, işletin şeklinde bir model, kontrolünün yüzde 100 sağlandığı bir ortamda özel sektörün kullanımına açılabilir. Bizim diyelim 30 senede yaptığımızı özel sektör üç, dört yılda yapabilir” demiş, “Allah korusun, bir parçanın bile bir şekilde imha olmayacağı, telef olmayacağı bir yapıyı kurarsak bize bu alanda büyük mesafe kazandıracak” şeklinde detay verdi.

“Yabancılara imtiyazın yerli versiyonu”

Hatay gibi bu tür alanların yoğun olduğu iller için bu uygulamanın ‘avantaj’ mı yoksa ‘risk’ mi oluşturduğuna dair akıllarda oluşan sorulara cevap eski Bakan Ertuğrul Günay’dan geldi.

Düzenlemenin arkeolojik alanları yağmalayacağını savunan Günay, “Osmanlı yönetiminin yabancılara verdiği imtiyazlarla arkeolojik alanların yağmasına yol açan uygulamasının ‘yerli’ versiyonu! Bunca üniversite, arkeoloji bölümü, arkeolog var. Kültüre değer veren özel sektör kazı alanı ‘işletmeye’ kalkmaz; maddi destek verir, vergiden düşer. Kemal Tahir gibi soralım: ‘Bunlar nasıl bir akıllar?’ Bizim 30 yılda yaptığımızı özel sektör 3-4 yılda yapabilir, ne demek? İnşaat hafriyatı mı yapılıyor? Bilimsel kazı mı?” dedi.

 

 

 

Bir cevap yazın