Ankara’da 16 Şubat’ta açılan ve 25 Şubat’a kadar iki hafta süren kitap fuarı her zamankinden daha muhteşemdi. Ankara Ticaret Odası(ATO) Uluslararası Kongre ve Kültür Sarayı’nın giriş, ilk ve ikinci katlarında kitaplar sergilenirken, 3’ncü katta da konferanslar verildi. Ankara’da 12’ncisi düzenlenen kitap fuarına ilginin büyüklüğünü görünce, doğruyu söylemek gerekirse ‘Okumayı sevmeyen millet!’ diye düşündüğümüz insanlara haksızlık etmiş olduğumuzu anladım. Eğer okuyucuya doğru yer ve zamanda ulaşabilirsek, pek ala okur sayısını arttırabiliyormuşuz!
Ankara Kitap Fuarı’nda bu yıl 300’ü aşkın yayınevi ve stantlarda 700’e yakın yazar okuyucuları ile buluştu. Başkentlilerin yoğun ilgisi altıdaki fuarda onbinlerce kitabın sergilenmesi yanında şiir, panel, söyleşi ve konferanslar da etkinliğe zenginlik kattı.
Geçen yıl ‘İmza Günü’m sebebiyle katıldığım fuara bu kez yakından tanıdığım yeni yazarları teşvik maksadıyla gittim. Bu yazarlar özellikle Türk tarihinde ‘Derin Yaralar’ bırakmış olan ‘Balyoz’ garabetine takılan, içerde veya tutuklanmamasına rağmen dışarda kaldığı sırada bile yükü omuzlamakta sıkıntı çekenlerin çektiklerini belgeleyenlerdi.
Bunlardan biri de Balyoz olayları sırasında Deniz Kuvvetlerinden istifa eden iki üst rütbeli komutandan biriydi. İlki Deniz Kuvvetleri Komutanı olmasına 5-6 ay kala istifa eden Donanma Komutanı Oramiral Nusret Güner iken, ikincisi de en azından bu dönemde Deniz Kuvvetleri Komutanı olması kuvvetle muhtemel iken, Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı olduğu sırada istifa eden Koramiral Atilla Kezek’tir.
Emekli Koramiral Kezek, gemi komutanı (TCG Berk’te) olduğum sırada bir yıl süreyle II. Komutan olarak görevli bir personelimdi. Bu sebeple oldukça iyi tanıdığım biridir. İstifa ettiğini duyanlar, onun doğrudan Balyoz mağduru olmadığını zannedip, fazla üzerinde durmayabilirler. Ama bunun tersine, Balyoz mağdurları gibi tutuklanmasa da, içeri girmese de, içeri girenler kadar yıpratıldığını ‘Dışardakiler – Adaleti Beklerken’ başlıklı kitabındaki hatıraları okuyunca anlıyorsunuz!
Özellikle Atilla Paşa’yı görmek üzere iki kez ziyaret ettiğim fuarda ayrıca pek çok Balyoz mağduru subayın imza günü vardı. Hani ‘Her şerde bir hayır vardır!’ derler ya. Bu Balyoz sayesinde Türk Silahlı Kuvvetlerinden emekli olanlar artık yazmaya başladılar. Bence bu yönü oldukça güzel ve yararlı. Çünkü bunların devamı da gelecektir.
Sadece imza günü de yoktu. Bazı yazarlar konferans da verdiler. Tanıdıklarım içinde Ali Türkşen ‘Geçmişten Geleceğe Bir Türkiye Değerlendirmesi’ başlıklı son derece geniş bir konuda konuştu. Çetin Doğan-Erdoğan Karakuş-Alican Türk üçlüsü ’28 Şubat Nedir? 15 Temmuz’a Nasıl Gelindi?’ başlıklı bir konuşma yaptılar.
Kıbrıslı Gazeteci Ahmet Göksan ‘Kıbrıs’ta Müzakere Süreci ve AİHM Kararları’ başlıklı konuyu paylaştı. Katıldığım bir konferansta ise Emekli Büyükelçi A. Zeki Bulunç ile Emekli Koramiral Can Erenoğlu ‘Kıbrıs Sorununun Dünü ve Bugünü, Ne Yapmalıyız?’ başlıklı doyurucu bir konferans verdiler. Fuarın son günü de Ahmet Yavuz Paşa’nın ‘Ortadoğu’nun Geleceği, Suriye ve Terör’ başlıklı konferansı vardı.
2017 yılı içerisinde Türkiye çapında satılan kitap sayısında sevindirici derecede bir artış yaşanmış. Kuşkusuz ki bu artışta sadece üç büyük metropolde değil, diğer büyük illerde açılan kitap fuarlarının da büyük etkisi var. Tabii internet üzerinden satışlar da cabası…
Ülkemizde son yıllarda Ankara, İstanbul ve İzmir’e ilaveten Adana, Mersin, Gaziantep, Antalya, Konya ve Eskişehir gibi kentlerde kitap fuarları açılmaya başladı. Son kitabı yayınlayan Kripto Yayınlarından bildiğim kadarıyla, özellikle güney illerinde kitaba ilgi büyük!
Son Söz: Bu yıl kitaba ilginin artışıyla ‘Okuyan Millet!’ olma yönünde gelişme kaydettiğimizi görmek keyif vericiydi. Hele de TSK’den özlemini çektiğim, emekliliği takiben zengin bir tecrübelerini belgeleyen emekli asker yazarların artışını görmek müthişti.