Kalp doktorlarının sesine kulak verin!

Palmiye Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Hüseyin Bağbancı ile Gelişim Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Mustafa Akçakoyun, ‘Kalp Sağlığı Haftası’ dolayısıyla önemli açıklamalarda bulundu. Sağlıklı ve uzun yaşam için, düzenli olarak kalp sağlığı kontrollerinin yapılmasının önemine dikkat çeken kalp uzmanları, korona virüsün en fazla kalp ve hipertansiyon hastalarını etkilediğini ifade ederek, en fazla risk altında olan bu hastalık grubunu mümkün olduğunca evde kalmaları yönünde uyardı.

İşte doktorların, kalp sağlığı ve uzun yaşanın sırları:

İskenderun Palmiye Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Hüseyin Bağbancı, sağlıklı ve uzun bir yaşamın sırrının; sağlıklı kalp ve damarlara sahip olmaktan geçtiğini belirtti.

Tüm dünyada ölüm nedenleri arasında kalp ve damar hastalıklarının birinci sırada yer aldığını ifade eden Uzm. Dr. Hüseyin Bağbancı, “Bir hastalığımız olduğunda erken tanı ve tedavi ne kadar önemliyse, hastalığa yakalanmamak için çaba sarf etmek de, en az o kadar önemlidir. Bunun da yolu sağlıklı beslenmek, düzenli fiziksel egzersiz yapmak, alkol tüketimini kısıtlamak ve sigaradan tamamen uzak durmaktan geçer. Sağlıklı beslenmeyen, aşırı alkol tüketen, hareketsiz ve stresli bir yaşama sahip, obez olan ve sigara içen her birey, bilinen bir kalp hastalığı olmasa da, potansiyel olarak kalp hastası adayıdır” dedi.

“Risk faktörlerini ortadan kaldırın”

Kardiyovasküler hastalıklara sebep olan risk faktörleri engellendiğinde, kalp hastalıklarının da büyük ölçüde önlenebileceğini açıklayan Kardiyoloji Uzmanı Dr. Hüseyin Bağbancı, “Obezitenin ve sigara bağımlılığının, tüm dünyada en önemli kardiyovasküler risk faktörleri olduğu söylenebilir. Son zamanlarda aşırı yemek, tatlı ve karbonhidrat bağımlılığı ile sigara bağımlılığının tedavisinde biofeedback denilen bir yöntem ön plana çıkmaktadır. Bu yöntem, maddenin çevresinde oluşan elektromanyetik alandaki frekansların tedavi amacıyla kullanılmaktadır. Bağımlılık yapıcı maddelerin elektromanyetik frekans bilgileri cihaza tanıtılmakta, cihaz tarafından ters çevrilerek, hastaya bağlanan elektrotlar yardımıyla tekrar hastaya aktarılmaktadır. Bir saate yakın, bir ya da birkaç seans şeklinde biofeedback cihazıyla uygulanmaktadır. Klasik tıbbın tersine, burada tedavi ilaç gibi materyal maddeler yerine ‘Elektromanyetik Frekans Bilgileri’ ile olmaktadır. Bu şekilde bağımlı olunan maddelerin frekans bilgileri hastadan silinmekte ve hasta bağımlılık duyduğu sigara, alkol, tatlı ve karbonhidrat gibi maddelere duyarsız hale getirilmektedir. Yapılan klinik araştırmalarda ilaç tedavisiyle 3. ayın sonunda sigarayı bırakanların oranı yüzde 44 iken, bu oran biofeedback yönteminde yüzde 70’e ulaşmakta, ancak ilaç tedavisinin aksine bu yöntemde hiçbir yan etki bulunmamakta; tam tersine hastalar bu tedavi sonrasında daha rahat hissettiklerini ifade etmektedir. Unutmayalım; bir hastalığın ortaya çıkmasını engellemek, o hastalığı ortaya çıktıktan sonra tedaviye çalışmaktan çok daha etkin ve gereklidir” dedi.

Kalp Hastaları Dikkat!!! İlaçlarınızı Sakın Bırakmayın

Son zamanlarda tüm dünyayı tehdit altına alan Corona virüsün en fazla kalp ve hipertansiyon hastalarını etkilediğini ifade eden İskenderun Gelişim Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Mustafa Akçakoyun, en fazla risk altında olan bu hastalık grubunun, mümkün olduğunca evde kalmaları yönünde uyarıda bulundu.

Corona virüsün, çok sayıda insanın zarar görmesine ve ölümüne neden olduğunu; olmaya da devam ettiğini ifade eden Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Mustafa Akçakoyun, “Corona virüs nedeniyle enfekte olan hastaların yoğun bakım ihtiyacı, kalp damar hastalığı olanlarda daha fazladır. Yine salgından en çok etkilenen ve ölüm oranı en yüksek seyreden grup, kalp damar hastalığı bulunan yaşlılardır. Herhangi bir hastalığı olmayan kişilerde ölüm oranı yüzde 1’dir. Hipertansiyonu olanlarda yüzde 6 ve kalp damar hastalığı olanlarda bu oran yüzde 10’dur. Bu nedenle kalp damar hastalığı olan yaşlıların sosyal izolasyonunu sağlamak önemlidir. Eğer yaşamını tehdit eden acil sorunları yoksa mümkün olduğunca kardiyoloji poliklinikleri de dâhil tüm hastane başvurularını asgari düzeye indirmek önemlidir” açıklamasında bulundu.

“Bu süreçte ilaçlarınızı almayı bırakmayın”

Kalp hastalarının ilaç tedavilerini kesmemeleri konusunda da uyarıda bulunan Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Mustafa Akçakoyun, “Kalp damar hastaları tarafından halen kullanılmakta olan ilaçlar ile ilgili ACE inhibitörü ve ARB grubu taşıyan ilaçlar hakkında yanlış bilgi akışı mevcuttur. Bu nedenle bilimsel kanıtı olmayan bilgilere itibar edilmemelidir. Mevcut ilaçların kesilmesi durumunda; kalp krizi, kalp yetmezliği ve inme riskiniz artacaktır. Dolayısıyla özellikle kan sulandırıcı, ritim ve tansiyon düzeltici ilaçlarınızı doktorunuz tarafında farklı bir şekilde tavsiye edilmediği sürece almaya devam edilmelidir. Evde bulunduğunuz sürece; yaşam alanlarınızı günde en az üç defa havalandırmalı, salgının neden olduğu endişe ve stresten uzak durulmalı, rahatlatıcı egzersiz ve aktiviteler yapılmalı, düzenli olarak kesintisiz ortalama yedi saat uyumayı ihmal edilmemeli, kaliteli ve sağlıklı beslenmeye, bol sıvı tüketmeye özen gösterilmelidir. Evden çıkmak zorunda kalındığında ise, mutlaka maske takılmalıdır. Son olarak sosyal mesafenizi korumak en önemli altın kuralımızdır” dedi.

Bir cevap yazın