Kurbanlıklar geldi.
Kasaplar geldi.
Hazırlıklar derken…
Kurban Bayramı sonunda geldi.
Yarın bayram, ama çarşı-pazarda hiçbir hareketlilik yok. Milletin alım gücü mü kaldı? İnsanlarımızın bayramı bayram gibi yaşayacak huzuru mu kaldı? O kadar çok olumsuzluklar var ki…
Yaz yaz bitmez!
Kaç kişi gülüyor?
Kaç kişi huzurlu?
Kaç kişi bayramı bayram gibi yaşayacak?
Kaç kişi mutlu?
Cevaba gerek bile yok!!!
Bir yanda cinayetler.
Bir yanda kavga.
Bir yanda susmayan silahlar.
Bir yanda ihanet.
Her yanımız cehennem!!!
Umutsuzluk.
Çaresizlik.
Gelecek kaygısı.
Yoksulluk.
Sevgisizlik.
Eşitsizlik.
Ve…
En vahimi de adaletsizlik!!!
Ne olacak?
Nasıl düzelecek?
Görünen o ki…
‘Sal çayıra Mevla’m kayıra!!!’
En güzel cevabı 10 yaşlarında bir çocuk verdi.
Yolda karşılaştık.
Üstü-başı kir içinde.
Bayramı nasıl geçireceğini sordum.
İşte acınacak sözleri:
“Bayram bizim neyimize abi!!!”
Öyle deme be çocuk.
Bu topraklar senin!
Yarınlar senin!
Vatan senin!
Bu bayramlar da senin!
de…
Buraya bir nokta koyuyorum!
Bayram, ‘sevinç’tir.
Bayram, ‘kucaklaşma’dır.
Bayram, ‘barış’tır.
Bayram, ‘gülebilmek’tir.
Bayram, ‘hoşgörü’dür.
Sevgi dolu.
Huzur dolu.
Mutluluk dolu.
Barış dolu.
Hep gönülden kucaklaşacağımız nice bayramlarımız olsun!
Bayramınızı yürekten kutluyorum.