Gezi olayları sırasında Hatay’da başına biber gazı kapsülü isabet etmesi sonucu hayatını kaybeden Abdullah Cömert ile ilgili Balıkesir 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yeniden görülmeye başlanan davanın ikinci duruşmasında karar açıklandı. Mahkeme, sanık polis A.K.’yı 6 yıl 10 ay 15 gün hapis cezasına çarptırdı.
Abdullah Cömert davasında polis A.K.’un “kastın aşılması suretiyle adam öldürme” suçundan almış olduğu 13 yıl 4 ay hapis cezası Yargıtay tarafından bozularak, yerel mahkemenin de bozmaya uyma kararı almasıyla yargılama yeniden görülmeye başlanmıştı. Balıkesir Adliyesindeki duruşmaya, CHP Balıkesir Milletvekili Ensar Aytekin, Abdullah Cömert’in annesi Hatice Cömert, ablası Meryem, abisi Adnan Cömert katıldı. Adliye çevresinde emniyet birimleri tarafından geniş güvenlik önlemi alınırken, Cömert ailesi salona çok sayıda avukat ile girdi. Adliye bahçe kısmına girişlerden itibaren vatandaşlar arandı, duruşma katında ise tedbir alındı.
Balıkesir 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada polis A.K.’nin Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) yöntemiyle yeniden hakim karşısına çıktı. Öğleden sonra da devam edilen davada polis memuru A.K, mahkeme kararıyla 6 yıl 10 ay 15 gün hapis cezasına çarptırılırken, Abdullah Cömert annesi Hatice Cömert ve ablası Meryem ambulanstaki sağlık kontrolleri sonrası hastaneye kaldırıldı.
“Adalet beklemiştik ama olmadı”
Mahkeme sonrası adliye çıkışında açıklamalarda bulunan Abdullah Cömert’in abisi Adnan Cömert, “Devletten adalet bekliyorduk. Tarafsız ve bağımsız bir yargı oluşturduk diyenler, hayır taraflı ve bağımlı bir yargı oluşturdunuz. Kasti öldürülen kardeşimin katili A.K. neden bu kadar az bir ceza aldı? Biz 5 yılda 13 defa oldu Balıkesir’e geliyoruz. Bir nevi sürgün edildik Hatay’dan, sanık durumuna düştük. Hem kardeşimizi öldürüyorlar hem de bize sanık muamelesi yapıyorlar. Hatay’da adliye yok mu, İskenderun’da, Adana’da yok mu? Neden Balıkesir? 5 yılda 13 defa bizi öldürdüler ve bunun soncunda 21 yıl alması gereken katil polis sadece 6 yıl 10 ay 15 gün alıyor. Yazıklar olsun diyorum biz adalet beklemiştik ama olmadı. Bir insanı düşünün ki evladınızı hani hiç bir ayırım yapmadan düşünün ki evladınızı öldürüyor. Sonra neredeyse beraat ettirilecek. Böyle bir şey olamaz” diyerek karara tepki gösterdi.
“Adalet tecelli edene kadar mücadeleye devam”
Cömert ailesinin avukatlarından Eren Can, 5 yıldır iğneyle kuyu kazarak adalet arayışlarının devam ettiğini belirterek “Antakya’da 3 Haziran 2013 günü Armutlu Mahallesinde katledilen Abdullah Cömert’in önce davası Balıkesir’e nakledildi. Ceza hukukunun temel ilkesi gereği Antakya’da yapılması gereken yargılama 1300 kilometre uzağa kaçırıldı. Ancak adalet arayışımız yılmadı Balıkesir’de bu davanın en yüksek ceza ile sonuçlandırılması için mücadele ettik bu mücadele devam edecek. Yargıtay’ın ve yerel mahkemenin kararı ne yazık ki bize göre hatalı. Dosyada çok temel deliller var. Sanık polis hakaretler ederek hedef gözeterek ve doğrudan Abdullah Cömert’i ensesinden vurarak katletmiştir. Bu dosyadaki deliller ile ortaya konmuştur. Buna rağmen bileşir taksirle verilen karar hatalıdır. Biz bununla ilgili hem yargılamanın Antakya’dan Balıkesir’e taşınması hem yargılama sürecinde delillerin gereği gibi değerlendirilmemesi ve bileşir taksirle eksik ceza verilmesi nedeniyle Yargıtay nezlinde Anayasa Mahkemesi nezlinde İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi nezlinde hukuki mücadelemize devam edeceğiz. Çünkü şu açıktır ki sanık kolluk görevlisi ise cezasızlık var. Bir cezalandırmama yüreklendirme var. Biz buna karşın yılmadan hukuk mücadelesini ısrarla sürdüreceğiz. Bugün verilen 6 yıl 10 ay 15 gün ve tutuklama talebinin reddi kararını doğru bulmuyoruz eleştiriyoruz. Bugün bir son değildir. 6 yıl 10 ay 15 gün verilmiş olsa da temyiz hakkımızı da Anayasa Mahkeme hakkımızı da sonuna kadar sürdüreceğiz. Biz bir gün adaletin tecelli edeceğine inanıyoruz. Cömert ailesi ısrarla 1300 kilometreden 14 duruşmadır buraya geliyor. Sanık polis Mersin’den SEGBİS ile ifade everiyor. Duruşma güvenlik gerekçesiyle Balıkesir’e naklediliyor, sanık polis buraya getirilmiyorsa aslında kendi içinde çelişki olduğu aşikar. Aileye yapılan bu zulmü kabul etmiyoruz ama biz inatla, inançla hukuk mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi.