Günaydın!
Pazar günü, yine Pazar günü olsun.
Deprem öncesi olduğu gibi!
Ama…
Olabiliyor mu?
Olmuyor!
Bu kadar enkazın arasında; geçmişte cadde ve sokak aralarında oyun oynayan çocukları düşününce gel de tatil keyfini yaşa.
Çocuklar da karmakarışık.
Ya kendisi yok!
Ya da arkadaşı yok!
Gerçekten olmuyor!
Hiç tadı yok, hiç!!!
* * *
Gürsel Mahallesi’nden, Mustafa Kemal Mahallesi’ne girerken önümde yürüyen bir ailenin konuşmaları, yüreğimi çok acıttı, çokkk.
Anne-baba ve iki çocuk.
Kız çocuğu 12 yaşlarında.
Erkek kardeşi ise 10.
O koca binalardan eser yok.
Sadece arsalar kalmış.
Yüzlerce blok yerle-bir oldu 6 Şubat’ta!
Deprem öncesi burada oturuyorlarmış.
Bir yerleri işaret ediyorlar.
Durup, binalarının yerini arıyorlar.
Nasıl da hüzünlüler!
Çocuklardan biri, “Anne, bak burada oyun parkımız vardı, oyun oynadığımız arkadaşlarımın çoğundan haber alamıyoruz” deyince anne yana döndü.
O an ağlıyordu.
Çocukları görmesin istiyordu.
Toparlandı.
Gözyaşlarını eliyle sildi.
Ağır ağır ilerliyorlar.
Çocuk, ablasına hıçkırarak seslendi:
“Evimizin yeri neresiydi abla?”
Ablası donakaldı adeta!
“Göster bakayım, hangisi abla?” dedi çocuk.
Sonrasını anlatabilmek bile çok zor.
Hepsi birbirine sarılıp ağlıyorlardı.
Anıları ve yaşamları da yıkıldı çünkü!
Yürüdüler, yürüdüler, yürüdüler…
Kimbilir, içlerinde ne fırtınalar kopuyordur!!!
* * *
Heyyy fırsatçılar!
Bu çocukların ‘Ahhh’ı peşinizi bırakmasın!
Bu felaketi ne çabuk unuttunuz!!!
Diliyorum ki; aydınlık yarınları olsun tüm çocukların!