Türkiye’nin tıbbi ve aromatik endemik bitkileri üzerinden Hatay Kadim Tarihi ve Kültür Değerlerini Tanıtım Projesi için geri sayım başladı. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Öğretim Görevlisi Özlem Özer Tuğal proje sahibi ve yürütücüsü olarak bu önemli etkinliğe imza atacak.
Hataylı olan başarılı Öğretim Görevlisi Özlem Özer Tuğal’ın anlatımıyla işte uluslararası alanda Hatay’ı tanıtacak olan önemli projenin satırbaşları:
“Tarihi ve kültürel miras, toplumlara çeşitli olanaklar sunan çok boyutlu bir kavramdır. M.Ö. 4 binli yıllardan başlayan tarihi geçmişi ile Hatay Türkiye’nin en eski yerleşim yerlerinden biri ve medeniyetlerin beşiği olarak bilinmektedir. Şehre özelliğini katan, doğal alanları, anıtsal ya da sivil mimari yapıları, sanat ürünlerini, tümünü korumak ve geleceğe ışık tutmasını sağlamak asli bir görevdir. Bu bağlamda, şehirlerin kültür mirası, sanatsal ve kültürel üretim süreçlerinde yaratıcılığı besleyen derin bir kaynaktır.
Hatay; topraklarının barındırdığı doğa, tarih ve kültür zenginliğinin çeşitliliği ile her alandan sanatçının eserlerini üretmesi aşamasında ilham kaynağı olmuştur. Hatay toprakları doğal kaynaklar ve doğal güzellikler bakımından son derece zengindir. Yörede, bugüne kadar 2.000’den fazla farklı bitki türü tespit edilmiştir. Bunlardan 300 kadarı endemiktir. Ülkemizde ise bugüne kadar yaklaşık 10.000 bitki türü yetiştiği bilinmektedir. Bunların 3.300 kadarı endemiktir. Ülkemizdeki endemik türlerin yaklaşık yüzde 10’u Hatay ilinde yetişmektedir.
Hatay ilinde yeşeren Tıbbi, Aromatik ve Endemik Bitkiler belirli dönemlerde çiçeklenirler. Güzelliği ve yaradılış özellikleriyle kendine hayran bırakan bu bitkiler, insan sağlığını korumada, ilaç yapımında ve fitoterapi alanında da kullanılırlar. Her yönü ile muhteşem yaradılış özelliklerini bünyesinde taşıyan, bu harikulade bitki çiçekleri, projenin çıkış noktası olmuştur.
Türkiye’mizin birçok yöresinde ve özellikle Hatay ilinde yeşeren bu çiçekler projemizin sonuçlanmasıyla dört mevsim izlenebilen seramik çiçekler panosuna dönüşeceği gibi aynı zamanda, tezhip, minyatür, dokuma, keçe, vitray, mozaik, resim, illüstrasyon baskı gibi sanat alanlarında üretilen sanat eserleri olarak da hayat bulacaklardır.
Projenin tanıtımı ve sergilenmeye başlanmasıyla, Hatay’ın kültürel değerlerinin başta İstanbul olmak üzere tüm dünyaya tanıtımı amaçlanmaktadır. Böylece, bu konu üzerinde farkındalık yaratılarak daha hassas bir bakış açısı yakalanması sağlanacaktır.
Burada yine birçok alanda olduğu gibi sanatın, güçlü sesinden destek almak istenmiştir. Şehrin kadim geçmişinin izlerini taşıyan her bir eser toplumların ve şehirlerin yaşanmış kültürlerini, sanatın güçlü ifade diliyle geleceğe miras olarak taşır. Proje konusu kapsamında özel tasarım yaparak eser üreten sanatçılar ‘8 x 2,5 m’ ‘’Çiçeklerin Dilinden Geleceğe Miras’’ birliktelik panosuna imza atmak için hazırlanmaktadırlar.
Projeye, tarihe ve geleceğe duyulan ortak sorumluluk düşüncesi ile yol alan, Türkiye’nin farklı bölgelerinde bulunan, Güzel Sanatlar Fakültelerinden, farklı sanat dallarında eğitim vermekte olan çok kıymetli, alanlarında uzman, akademisyen ve profesyonel, 100 Türk ve 20 yabancı sanatçı ve 70 genç sanatçı adayı eserleriyle katkı sağlayacaktır.
Türkiye’mizin önemli yerleşim merkezlerinden biri olan ve tarihin derin izlerini taşıyan Hatay’ımızın kadim geçmişini, köklü kültür değerlerini tanıtmak için hazırlanmış olan ‘ULUSLARARASI DİSİPLİNLERARASI TÜRKİYE TIBBİ VE AROMATİK ENDEMİK BİTKİLER ÜZERİNDEN HATAY KADİM TARİHİ VE KÜLTÜR DEĞERLERİNİ TANITIM PROJESİ’, ‘Çiçeklerin Dilinden Geleceğe Miras’’ isimli projenin koleksiyon sergisinin ve kalıcı eser panosunun, Hatay ve İstanbul sanat izleyicisinin büyük ilgisini göreceğinin kanaatindeyiz.
Bu sebeple Uluslararası akademisyen sanatçı katılımlı sergimizin ilkini, Hatay Arkeoloji Müzesinde, ikincisini, İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürlüğüne bağlı Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi sergi salonunda izleyicisi ile buluşturmak istemekteyiz. 8 x 2,5 m ‘Çiçeklerin Dilinden Geleceğe Miras’ birliktelik panosu sergi salonlarında sergilendikten sonra kamuya ait bir duvarda kalıcı eser olarak daimi sergilenmesi planlanmaktadır.”