Ayrılık rüzgarının estiği kalbini biraz olsun rahatlatmak istiyordu.
* * *
Gökyüzüne baktı.
Bulutlar nasıl da toplanıyor.
Fırtına.
Bir anda yağmur bastırdı.
Deniz kıyısında…
Hızlı adımlarla yürüdü.
Kafeye attı kendini.
Hafif üşüdüğünü hissetti.
Ancak sıcak bir çay ısıtırdı içini.
Sıcacık yudumladı.
Bedeni mi üşüyordu?
Duyguları mı üşüyordu?
Ruhu mu üşüyordu?
Yakarcasına eline aldığı bardaktan yudum yudum çayını içerken, gözbebeklerinin buğulanmasına da engel olamıyordu artık.
* * *
Ayrılık zor.
Uzun mesafelerden daha da uzun!
Hüzün kaplamıştı her zerresini.
ki…
O an çalan şarkıya kilitlendi!
Genç şarkıcı Tuğba Yurt söylüyordu.
Pürüzsüz bir ses.
Şarkı sözleri ilmik ilmik ruhuna işledi:
‘Kimseye vermem benim o!’
Ayrılsa da ruhu buna izin vermiyordu dinledikçe şarkıyı!
“Takıldığım, sakındığım
Sarıldığım uzaktan biri var, biri var
Satır satır bakıştığım
Ve yatıştığım; görünce bir o var,
iyi ki var
O, benim o
Kimseye vermem, benim o
Söylemem ismini, bilir o kendini
Kalbimin tek sahibi o
benim, benim, benim o”
Gözleri kapalı dinledi şarkıyı.
Sonsuzluğa akarcasına…
* * *
İyi pazarlar!
Hep sizin olan sevgiyle doya doya yaşayın.