Annem!

Söylemesi güzel.
Okuması güzel.
Konuşması güzel.
Telaffuzu güzel.

Seni doğuran.
Elbebe – gülbebe büyüten.
Koruyan.
Yüreğiyle nefes veren.
Seni canı gibi seven.

Ve…
Seni, senden daha çok düşünen!

Bu konuda yazı yazmayı düşünürken, gerçekten de nereden başlayacağım ve nasıl anlatacağım konusunda zorlandım çünkü böyle kutsal bir varlığın tarifini yapabilecek hiçbir söz bulamıyorum.

Hakkı ödenebilir mi?
Asla!!!

Ne kadar yazarsan yaz.
Yetmiyor!
‘Anne’ için destanlar yazılır!

Pazar günü sohbeti yapıyoruz.
Samimi ve içten.
‘Anne’ demek bile apayrı bir heyecan!

Annem!
Seslenmek bile duygulandırıyor.

Uzatın elinizi.
Seslenin:
“Tut elimi be annem!”

İster hayatta olsun, ister olmasın.
İster yanınızda olsun, ister olmasın.
Mutlaka tutacaktır elinizi!

O sevgi dolu ve koruyucu sımsıcak elini tuttuğunuzda hissettiklerinizi kelimelere dökmek mümkün mü?

Gururla yazıyorum.
‘Annem’ demek, yüce bir duygu!

Kadın.
Anne.
Budur işte ya!

‘Annem!’ diye seslenin ki; o yüce varlıkların sadece kulağına değil taaa yüreğine kadar ulaşsın sesiniz.

Sonrası kavuşmaktır.
Denize ulaşan ırmak gibi olun!