Hatay Tabip Odası (HTO) Yönetimi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, yurtdışına gitmek zorunda kalan veya özel sektöre geçen hekimler için, “Gidiyorlarsa gitsinler” şeklindeki sözlerine tepki gösterdi. Pandeminin ikinci yıldönümü dolayısıyla bir araya gelen Hatay Tabip Odası, Hatay SES Üyeleri ve Hatay Dişhekimleri Odası yaptıkları ortak açıklamada pandeminin ağır etkilerine dikkat çekerek, Türkiye’nin salgını en ağır yaşayan ülkeler sıralamasında 9. sırada yer aldığına dikkat çekti.
Erdoğan’a “Hiçbir yere gitmiyoruz. Buradaydık, buradayız, burada kalacağız” mesajı da veren hekimler, “Ülkemizden, mesleğimizden ve hakkımız olanı istemekten de vazgeçmeyeceğiz” dedi.
“Hekimler, canlarını ortaya koyuyor”
Hatay Tabip Odası Yönetimi adına açıklama yapan Başkan Dr. Sadık Nazik, “Pandemi süresince fedakarca mücadele eden, kimi zaman kendisi hastalanan, kimi zaman da ailesinden birine virüsü bulaştıran, deprem, sel, salgın hastalık demeden ülkenin her ihtiyacı olduğunda en ön saflarda mücadele eden, ülkenin en uzun süre eğitim gören meslek grubu olan biz hekimler, Cumhurbaşkanı’nın hekimler hakkında son açıklamasını çok incitici olarak görüyoruz. Hekimlik mesleği, siyasilerin kısır siyasetlerinin malzemesi yapılamayacak kadar onurlu bir meslektir. ‘Kapı açık, isteyen gitsin’ demek, hekimlere yapılan en büyük hakarettir. Bu ülkenin hekimleri; Çanakkale’de, Kurtuluş Savaşı’nda en önde mücadele edip işgale karşı çıktılar. Genç Cumhuriyet kurulduğunda; sıtma, tifo, humma, verem savaşında, canlarını ortaya koydular. Bu ülkenin hekimleri; annesini, babasını, eşini, çocuğunu görmeden, iki yıldır pandemi ile savaştılar. Pandemide 213 hekim arkadaşlarını kaybettiler. Bütün bunların karşılığı, ‘nereye giderseniz gidin’ mi olmalıydı?” dedi.
“Hekimlere yönelik bu açıklama, başarısızlığın itirafıdır”
Hekimliğin son yirmi yılda olmadığı kadar değersizleştirildiğini ve artık bu durum katlanılamaz duruma geldiğini ifade eden Nazik, “Bizler, ‘Karanlığa Karşı Önlüğümüzün Beyazına, Özlük Haklarımıza, Halkın Sağlık Hakkına Sahip Çıkıyoruz’ diyerek başlattığımız mücadele programında yaşanan tüm sorunları, hak kayıplarını gösterdik. İktidar eliyle ticarileştirilen sağlık sistemini, sağlıksızlık üreten hastaneleri, beş dakika muayene dayatmasını, sağlıkta artan şiddeti teşhir eden ve beyaz eylemlerle mücadeleyi büyüten hekimlere yönelik bu açıklama, başarısızlığın itirafıdır. Sağlığa yönelik acil taleplerimizi görmezden gelen, insanca yaşanabilir ücret talebimizi hedefe koyan bu açıklama, toplumu yanıltma, topluma hekimlerin tek istekleri paraymış gibi göstererek, sağlıkta yaşanan krizin üstünü örtme çabasıdır. Biz, hekimiz. Tıbbın tarihinden bu yana burada, bu topraklardaydık. Bugün de buradayız. Biz, topluma adanmış bir mesleğin onurlu üyeleri olarak, emeğimizle, bilgimizle, uzun yıllar süren eğitim ve mesleki deneyimlerimize dayanan birikimimizle insanlara hizmet için çalışıyoruz. Biz, yıllar içinde, ‘Doktorları ağaca bağlayın da kaçmasınlar’ diyen devlet başkanlarını da, ‘Doktorların gözü doymaz’ diyen kasaba siyasetçilerini de, ‘Paracı doktorlar gürültü yapıyor’ diyen sağlık yöneticilerini de gördük/görüyoruz. Hepsi gitti, biz kaldık! Mesleğimiz ve meslek onurumuz kaldı. Bugün de hiçbir yere çekip gitmiyoruz. Güçsüzlerin gücü, çaresizlerin çaresi olmak, ölümle ve hastalıklarla mücadele etmek, sağlık ve şifa dağıtmak için, dün ve bugün olduğu gibi, yarın da burada, bu topraklarda kalacağız. Ülkemizden, mesleğimizden ve hakkımız olanı istemekten vazgeçmeyeceğiz. Emeğimizi, mesleğimizi, geleceğimizi karartmaya çalışanlara karşı, 14-15 Mart’ta bütün illerde, bütün sağlık kurumlarında G(Ö)REVde olacağız. Bu sözlere gereken cevabı da o gün bir kez daha, hep birlikte vereceğiz” dedi.