Dün sabah; yolda yürüyen kadına baktığımda, mutsuzluğu yüzünden okunuyordu.
* * *
Dalgın.
Bir o kadar da üzgün!
Gergindi.
Uzun süre izledim O’nu.
Mağazaya girip-çıktı.
Belli ki alışveriş yapmamış.
Şaşkındı da!
* * *
Bir ara çantasını açıp, parasını kontrol ederken yüzünün asıldığını gördüm.
* * *
Kimbilir neler düşünüyordu?
Yaşam savaşı katılaştırmış yüzünü!
Üzgün olduğunu gizleyemiyordu.
Gelelim madalyonun diğer yüzüne.
Kadına şiddet haberleri.
Kadın cinayetlerinin ürkekliği.
Dayanılmaz baskılar!
Adı ne olursa olsun.
Hiçbir dönemde kadın böylesine ötekileştirilmemişti!
* * *
Günboyu gözümün önünden gitmeyen bu enstantaneler, kadınlarımızın içinde bulunduğu durumu çok net anlattı bana.
* * *
Çok etkilendim.
‘Böyle mi olmalıydı?’ diye düşündüm.
Gel de kafaya takma!
* * *
Mesai bittikten sonra dostlarımla yemekte buluştuk ve biraz gündemden uzaklaşma sözü verdim kendi kendime.
* * *
Hoş sohbet.
Ekonomi.
Piyasaların belirsiz durumu.
Gündemimiz karışıktı!
Kadehler havaya kalktı.
‘Şerefe!’
* * *
Can dostların olduğu masada neşeli bir sohbet sürerken, kadınların kahkahası çınlattı salonu.
* * *
Bir anda herkes güldü.
Mutlu yüzlerin sayısı göze çarpıyordu artık.
Ne güzel bir ortam oluştu o an!
Evet!
Kadın gülerse, dünya güler!!!
* * *
Sadece ‘8 Mart’a sığdırılmak istenen ‘Emekçi Kadınlar Günü’nü nefes aldığımız her güne yayarsak ve emeklerinin karşılığını ödeyebilirsek, mutlu yarınların temelini de atmış oluruz.
* * *
Ne olur kadınlar hep gülsün.
ki…
Dünyanın barışa ve aydınlık yarınlara ihtiyacı var!