İskenderun Palmiye Hastanesi İç Hastalıkları ve Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Şerif Yılmaz, halk arasında mide kanaması olarak bilinen ‘üst gastrointestinal sistem kanamalarının’ insan sağlığını riske eden ve öldürücü sonuçlara götürebilen önemli bir sağlık sorunu olduğunu söyledi. Bu tür vakaların mutlaka takip ve tedavinin şart olduğunu belirten Yılmaz, mide ülserinin beklenen en önemli riskinin kanama olduğunu ifade etti.
Mide kanamasının, erkeklerde kadınlardan daha sık ve çoğunlukla ileri yaşta görüldüğünü söyleyen Prof. Dr. Şerif Yılmaz, “Mide kanaması toplumda en sık mide ve ince barsak ülserleri zemininde gelişmektedir. Diğer kanama nedenleri arasında özellikle karaciğer sirozu olanlarda yemek borusundaki veya midedeki varisler, midede yer alan damarsal anomaliler, mide polipleri, özofajit, mide kanseri yer alır. Ülser kanamalarında ortalama ölüm riski yüzde 10 civarındadır. Varis kanamalarında ise bu ora yüzde 30’ları bulabilmektedir. Midede yer alan her ülser kanamaz. Var olan ülser midedeki damarın yan duvarını tahrip ettiğinde kanama meydana gelmektedir. Ülser kanamasını kolaylaştıran en önemli faktör ağrı kesici ve aspirin türevi ilaçların kullanılmasıdır. Modern toplumlarda bu ilaçlara daha kolay erişim ortamı oluştuğundan çok sık tüketilmekte ve ilaçlara bağlı ciddi kanamalar gelişmektedir. Hastalar mide kanamasında farklı şekillerde sunum sergilerler. Kanlı kusma ve dışkı renginde siyahlaşma en sık şikâyet türüdür. Bazen tek başına dışkı rengi siyahlaşması da kişileri uyarıcı olmalıdır. Şiddetli kanama geçirenlerde belirgin baş dönmesi, şuur bulanıklığı ile kendini belli eden şok hali vardır” dedi.
Mide kanaması nasıl tedavi edilir?
Mide kanamasının tedavisi hakkında bilgilendirmede bulunan Prof. Dr. Yılmaz, “Mide kanamalarının %80’i kendini sınırlamakla birlikte bu tür vakalarla karşılaşıldığında mutlaka yatırılarak takip ve tedavi şartı vardır. 65 yaştan büyük olmak, kan kaybına bağlı şok gelişmesi, kalp, böbrek, akciğer hastalıkları gibi ek önemli hastalıkların kanamaya eşlik etmesi, ülserin büyük olması, kanamanın durmaksızın devamı, yüksek risk grubuna girmektedir. Kanamalı hasta ile karşılaşıldığında acilen hastaneye taşınması ve gastroenterolojik değerlendirmeye alınması gerekmektedir. Hastalar yatırıldığında ilk aşamada tansiyon, nabız, solunum desteği sunulmalıdır. Hasta için kan gurubu tayini yapılmalı ve gereğinde kan verilmelidir. Bu hazırlıklar yapıldıktan sonra ilk 24 saat içinde endoskopi yapılmalı, kanama nedeni bulunmalı ve buna göre de tedavi seçenekleri değişikliği ortaya konmalıdır. Merkezimizde kanamalı hastaya yaklaşım konusunda kusursuz bir ortam mevcuttur. Tanı ve takip yanında ülser kanamalarına endoskopik hemostatik tedavi seçenekleri sunulmaktadır” açıklamasında bulundu.