Kimsenin tadı-tuzu yok!

Nasıl olsun ki?
Fazla söze de gerek yok!
Her şey ortada!!!

Hadi söyleyin bakalım!
Mutlu kaç insan görebiliyorsunuz?

Bu kadar sorun.
Bu kadar geçim derdi.
Bu kadar belirsizlik.
Bu kadar yanlış kararlar.

Çalışan ve emek sarfedenlerin bu kadar boşa düştüğü ve çaresiz kaldığı bir dönemde hemen hemen hiç kimsenin yüzü gülmüyor.

Soruyorsun.
Cevap vermekte zorlanıyor!

Konuşuyorsun.
Ne diyeceğini bilemiyor!

Bakıyorsun.
Göz göze gelmekten korkuyor!

Gülüyorsun.
Tebessüm bile edemiyor!

Para kazanmaktan başka bir şey düşünmeyen ve toplumun mutluluğunu bile çalmaktan geri kalmayanların eseridir bu!

Öğrenci mutsuz.
Çocuk mutsuz.
İşadamı mutsuz.
İşçi mutsuz.
Memur mutsuz.
Esnaf mutsuz.

Daha da açık yazayım.
Simit satan da mutsuz, simit alan da mutsuz!

İşe giderken tadın yok!
Uyumaya çalışıyorsun tadın yok!
Yemek yerken tadın yok!
Tadın yoksa, tuzun da yok!!!

Etrafı bir süzün bakalım.
Kimsenin tadı-tuzu yok!
Ballı-börekler hariç!!!
Mutlu olmaktır herkesin hakkı.
Ama…
Çala çala, mutsuzluğa dönüştürdüler!

Yıl: 1972
Dönemin en iyi şarkıcılarından Şenay’ın “Şu dünyadaki en mutlu kişi mutluluk verendir” diye başlayan ‘Hayat Bayram Olsa’ şarkısını dinlerken ne de mutlu olurduk.

“Bütün dünya buna inansa
Bir inansa, hayat bayram olsa
İnsanlar el ele tutuşsa
Birlik olsa
Uzansak sonsuza”

Gelelim günümüze…
2022’ye girerken, yani 50 yıl sonrası.
Mutluluğumuzu çalmışlar!
Uyanın, Üsküdar’da sabah olmuş!!!

Bir cevap yazın