Aşk, ‘buse’yi çok seviyor!

Ne yaparsak yapalım, hızla geçen zaman içinde gel-git yaşamamak mümkün mü?

Hatasıyla ve sevabıyla su gibi geçen şu zaman içinde oturup da iyice düşüneceğimiz o kadar çok şey var ki…

İşin doğrusu nettir!
Hiç kimse, kendini ayrı bir yerde görmesin.

İyi olur.
Kötü olur.

Güzel olur.
Çirkin olur.

Zengin olur.
Yoksul olur.

Uzun boylu olur.
Kısa boylu olur.

Dertli olur.
Dertsiz olur.

Her ne olursa olsun.
Ortak paydamız değişmez:
‘İNSAN’

Neden öfke?
Neden kırgınlık?
Neden savaş?
Neden kavga?
Neden???

‘Hayat’ dedikleri mi?
Kısacık bir yol!

Kibir ne?
Makam ne?
Mevki ne?
Böbürlenme ne?
Boşşşşşşş!!!

Soru hazır:
“O zaman hayatın anlamı ne?”

Can mı?
Koşmak mı?
Nefes mi?
Gülebilmek mi?

Devamına bakalım.
Bir de sihirli sözcük var:
‘Buse’

Yürekten.
Samimi.
Sımsıcak.
Sevgiyle.

Küçücük bir ‘buse’!
Öyle değil işte!
Sınırsız bir gücü var!

Çok çok önemli bir ipucu!
Aşk, ‘buse’yi çok seviyor!
Ona göre!!!

Bir cevap yazın