Daha şimdiden böyle!
Çok uzağa işaret etmiyorum.
Birkaç yıl yeter.
Araç park etmek için yer olmayacak!
Yazık!
Kentlerimize yazık.
Yazık!
Bu kadar sorumsuzluğa yazık!
Yazık!
İnsanlarımıza yazık.
Dersiniz ki; belediyelerin görevi, kentleri beton yığınına çevirmek ve yeşil alanları yok etmektir!
Ve…
Otopark alanlarını ortadan kaldırmaktır!
Otoparka ne gerek var!
Caddeler otopark.
Sokaklar otopark.
Boş bulduğunuz her arsa otopark.
Hani kaldırım?
Hani asfalt?
Hani altyapı?
Hani parke?
‘Hani’leri peşpeşe sıralarsak tam bir zincir olur ve belediyelerin sorumsuzluğu daha da uzar gider.
Yüksek yüksek binalar.
Dipdibe inşaatlar.
Yüzlerce daireler.
Hani otopark?
Koca bir ‘yokkkk’!
Otoparkları geçtik bir yana da; evlerinizin olduğu cadde ve sokaklarda tam bir araç yığınıyla karşılaşıyorsunuz.
Görünen o ki…
Her yer otopark!!!
Yeni imar alanlarına gidin de görün.
Örnek mi?
Gidin Karaağaç’a!
Ne yürümeye kaldırım var!
Ne otopark alanları var!
Ne de ara sokaklarda asfalt var.
Bir kentin kimliği ‘İmar Planı’ olmasına rağmen, kent kimliğini rant uğruna perişan hale getirenlerden mutlaka hesabı sorulmalıdır.
İmardaki ‘plan’ı, ‘pilav’a çevirenlerin marifetlerini görmezden gelen yetkililerin suskunluğu da hayr-a alamet değil.
Yazık!
Çocuklarımıza ihanet bu!!!