Sen de mi Brütüs?

Sabahın erken saatleri.
04.00 – 05.00 arası.
Gözüne uyku girmedi.

Çay
Kahve
Su
İçtikçe daha içiyor.

Yetmedi.
Ne bulursa atıştırıyordu!

Neydi onu bu kadar düşüncelere iten ve uykusunu kaçıran?

Düşündükçe içinden çıkamıyor.
Gözlerinden bir damla yaş süzüldü.
Hiç hak etmemişti!

Gök gürültüsü.
Fırtına.
Yağmur.

Ama…
İçindeki fırtınalar ağır basıyordu!!!

Daha da karmaşık duygular içinde otururken, yaşadıkları bir film şeridi gibi gözlerinin önünden geçti.

Yok!
Dayanacak gücü kalmadı sanki!
Ne yapmalıydı?
Kendiyle hesaplaşıyordu adeta!

En yakınından.
Hiç ummadığı bir anda!
Nasıl olurdu?
Arkadan hançerlendiğini hissetti!

Yıllar.
Hey gidi yıllar hey!
Bu da olur muydu?
Sorulara cevap bulamıyordu bile!

Artık takati kalmamıştı.
Uyuyakaldı.
Minderin üzerine kıvrılıverdi!

O kadar masum bir kıvrılış ki; bu kadar yükü taşıyacak halinin kalmadığının bir resim karesini andırıyordu.

Nasıl da derin uyuyor!
Roma Kral Sezar’ın son sözlerini sayıkladı:
‘Sen de mi Brütüs?’

Rüyasında bile kahroluyor anlaşılan!
Sakın şaşırmayın!
‘Brütüs’ler o kadar arttı ki!!!

Neden mi?
‘Rabbena hep bana’ diyenler çoğaldı!!!

Bir cevap yazın