2020 yılı, hepimiz için oldukça zordu ve beraberinde büyük değişimler getiren bir yıldı. Günlük alışkanlıklarımız ve davranışlarımız 2020 yılı ile birlikte önemli ölçüde değişti.
Pek çok insan, beslenme alışkanlıkları dâhil olmak üzere, sağlıklarına; iyilik hallerine yeniden odaklanmaya başladı ve bununla beraber önceliklerini de değiştirdi.
Tüm bu değişimler, 2021 yılında meyve vermeye başladı. Sağlıklı besin arayışı ve sağlıklı beslenmeye olan ilgi evlerimizin mutfaklarında, çarşı-pazarda, besin endüstrisinde, toplu beslenme sistemlerinde daha fazla yer edinir oldu.
Fonksiyonel beslenme daha fazla ilgi odağı olmaya başlayan önemli bir beslenme trendi
Hipokrat’ın bir zamanlar söylediği gibi: “Besinler ilacınız; ilacınız besinler olsun.’’ 2020 itibariyle bizi hem fiziksel, hem de zihinsel olarak besleyen besinlere ağırlık vermemiz gerektiğini öğrenmiş olduk. COVID-19 ile tanışmamızla beraber, insanlarda meydana gelen fiziksel ve mental yönden yaşanılan problemler, sağlıklı besin arayışını arttırdı.
Yiyecekler ve içecekler, sadece açlık krizlerini bastırmaz, aynı zamanda insan vücudunun her bir hücresine yeterli enerji sağlayarak, onu hastalıklara karşı dirençli hale getirir. Yiyecek ve içeceğin geleceği, besin takviyelerine olan ilginin artmasıyla bu pazarda yaşanan gelişmelerle daha farklı bir açıdan değerlendirilir oldu. COVID-19, sağlığın geçici olduğunu ve her an değişebileceğini hatırlattı. Bu durum insanları besin takviyelerinde mucize aramaya iter oldu. Yapılan pazar araştırmasına göre, insanların %50’den fazlası 2020’de bağışıklık sistemini desteklemek için daha fazla takviye aldığını bildirdi.
Virüsler, bakteriler, mantarlar var, hep vardı. 2021 yılı itibariyle sağlık problemine neden olan koşulları önlemeye çalışmak yerine, birçok tüketici, güçlendirilmiş bir bağışıklık sistemi ile birlikte hastalıklar ve hastalık yapıcı etkenlerden korunmaya çalışmaya devam edecek gibi görünüyor. Buna odaklanacağımız bir yıl 2021. Bu odaklanmaya yanıt olarak, besin endüstrisi; çinko, selenyum, C vitamini ve D vitamini gibi bağışıklık fonksiyonunu ve genel sağlığı destekleyebilecek ek besin öğeleri içeren ürünler oluşturmaya devam edecektir.
Tüm bunlara ek olarak, alternatif ilaçların 2021 yılındaki satışlarında artış devam edecek gibi görünüyor. Mürver, ekinezya, astragalus, zerdeçal ve zencefil; bağışıklık sistemimizi güçlendirmeye yardımcı olup olmadığına dair, yapılan bilimsel çalışmalarda en çok tartışılan ve tüketici tarafından en fazla tercih edilen bitkisel takviyelerden bazıları.
2021 yılında amaca yönelik beslenme daha net şekilleniyor
Bu şekillenmeye örnek verecek olursam; kalp sağlığını desteklemek için zeytinyağı, bağışıklık sistemini güçlendirmek için C vitamini veya sağlıklı bir sindirim sistemini desteklemek için kombucha(probiyotikler)tüketimini örnekler arasında sayabilirim. Tüm bu ürünler sağlık ve zindelik yaratmanın savunulması konusunda besin endüstrisinde ses getirecek olsa da, bunların arkasındaki araştırmalar ne yazık ki eksik. Özellikle COVID-19 ile ilişkilendirilmesi konusunda. Bugüne kadar, COVID-19 gibi bir hastalığı önleyecek veya iyileştirecek kanıtlanmış besin, şifalı bitki veya besin takviyesi bulunmamaktadır. 2020 sonrası ve 2021 yılı ile birlikte dürüstlük ve şeffaflığa artan tüketici ilgisi göz önüne alındığında, besin endüstrisinin mesajlarına dikkat etmesi ve bilim tarafından desteklenmeyen sağlık iddialarında bulunmaktan kaçınması gerekecektir.
2021 yılı ile beraber diyet kültüründe revizyona gidiliyor
Pek çok insan, büyük sonuçlar vaat eden ancak ne yazık ki sağlamayan pahalı diyetlerden ve aldatıcı takviyelerden bıkmış durumda. 2021’de, insanlar bunun yerine sağlık için daha dengeli bir yaklaşım arayışında olduklarından, kısıtlayıcı diyetler(bol yasaklı) şeklinde düzenlenmiş kilo verme programları gözden düşmeye başlayacaktır. Ketojenik, Taş devri diyeti gibi popüler diyetler; sürdürülebilir olmamaları nedeniyle hep eleştirildi ve haklı çıkıldı. Bireye özgü düzenlenmemiş, genel geçer beslenme programlarıyla sağlık adına yol kat edilmeyeceği anlaşıldı. Sosyal medyada geniş kitleleri etkisi altına alan sahte de olsa popüler takviyelerin modasının geçtiğini görmeye başlıyoruz. Bir avuç dolusu takviye almak yerine, doğal besinlerle, yeterli ve dengeli bir beslenme modelinin daha fazla benimsenmeye başlandığı bir döneme geçiş görüyoruz. Buna ek olarak, çoğu insan hayatının geri kalanında tatlıdan, çikolatadan, sevdiği yüksek enerji içerikli tüm besinlerden kaçınmak istemediğinden, tüm yiyecekleri ölçülü bir şekilde karşılayan beslenme tarzlarını benimsiyor. Sağlıklı bir beslenme modeli ile insanlar yemeğin kültürünü, besleyiciliğini ve lezzetiyle verdiği keyfi gibi diğer önemli yönlerini benimsemeye başlıyor.
Photoshop rogramları ile imkansız güzellik standartlarına ulaşmak yerine mutluluk, sağlık, güç ve canlılığa doğru bir eğilim görüyoruz. 2021 yılı ile beraber çoğu insan, kıyafet bedenleri yerine sağlığa öncelik vermeyi hedefleyecek. Tüketiciler, besleyici besinlerden oluşan, güvenilir, hijyenik, keyifli, sürdürülebilir, çeşitli, ulaşılabilir, uygun fiyatlı ve kısıtlayıcı olmayan beslenme yaklaşımları için çabalayan uzmanlardan destek alacak, bu yaklaşımları destekleyen şirketlerden ürünler satın alacaklar.
Beslenme ve diyet uzmanlarının, sağlık adına katkılarının daha fazla anlaşıldığı bir yıl 2021
“Bir hastalığı önleme/ tedavi etme sürecinde tek başına medikal tedavi etkilidir.” dönemi sona eriyor. Hastalıklardan korunmada, kimi hastalığın yandaş/ kimi hastalığın ise tek tedavi yöntemi olarak sağlıklı beslenmenin, tıbbi beslenme tedavisinin değeri daha fazla anlaşılıyor. Tıpta multidisipliner çalışma etiğine göre beslenme ve diyet uzmanları, sağlığın optimal düzeyinin yakalanmasında kilit görevi üstleniyor. Sağlıklı bir yaşam adına, yeterli ve dengeli, ulaşılabilir, çeşitli, güvenli, keyifli, yerel, sürdürülebilir, bireye özgü en uygun programları sadece beslenme ve diyet uzmanları yazar. Bunun bilinciyle yaklaşmak, 2021 ve sonrası için sağlığınız adına atacağınız her adım ve yapacağınız her yatırım için doğru destekler almanıza katkı sağlayacaktır.