Berkant Ödemiş, kapımızdaki tehlikeye dikkat çekti!

İskenderun Çevre Koruma Derneği Genel Sekreteri Berkant Ödemiş, Hatay genelinde son iki ayda gerçekleşen orman yangınlarının kesinlikle incelenmesi gerektiğini belirterek, bu konudaki kafa karışıklığının giderilmesi gerektiğini söyledi. Orman yangınlarında bitkilerle beraber toprak içerisinde tüm organik maddelerin de yandığını ve bunlar olmadan yeniden bir orman oluşturmanın mümkün olmadığına dikkat çeken Ödemiş, bu nedenle yanmış alana bir kaç gün sonra yeniden fidan dikmenin doğru olmadığının altını çizdi.

“Maden arama faaliyeti için orman yakmak idari açıdan mantıksız”

Samandağ ve İskenderun’da çıkan orman yangınların maden arama sahaları ile ilgisi bulunmadığını ifade eden Ödemiş, “Maden arama faaliyeti için orman yakmak idari açıdan mantıksız. Maden arama işleminde onlarca dekar alan için arama ruhsatı alırsınız ama bir kaç noktada arama yaparsınız. Arazinin tamamında sondaj yapmak zaten maliyetli bir işlem olduğundan tercih edilmez. Ancak yolların açılması, şebekenin döşenmesi ormana zarar verir. Bir alan yanmış olsa bile arama ruhsatına haiz bir alan değilse maden arayamazsınız. Diğer bir husus ormanlık arazi yansa bile orman kadastrosuna tabii olduğundan bu alanların (özellikle yanmış alanlar ilgili kanun maddeleri ile daha güçlü koruma altında) imara açılması söz konusu değil. Ancak ‘ imara açılması yönünden 2B vasfındaki arazilerden korkmak gerekir… Çünkü ‘2B arazilerinin imara açılması bildiğim kadarıyla yanan alanların imara açılmasından çok daha mümkün. Bir ormanlık alan yanmış ise eğer bu alana hemen bir kaç gün sonra yeniden fidan dikemezsiniz. Bunun beli aşamaları var ve o aşamalar yerine getirmeden dikim yapmak neredeyse imkânsız. Bilmemiz gerekir ki; yanma olayından sadece bitkiler değil toprak içerisinde tüm organik madde de yanıyor. Bunlar olmadan yeniden bir orman oluşturmak mümkün değil” dedi.

“Bir kaç yıl bekleyelim, yeter ki sağlıklı ormanlarımız olsun”

Ormanlaştırma aşamasında önce yanan alanların temizlenmesi ve belirli bir disiplin içerisinde ilerlenmesi gerektiğini de sözlerine ifade eden Berkant Ödemiş, “Ağaç türlerinin seçimi, öncelikli alanların belirlenmesi, toprak hazırlığı, toprağın ıslatılması ve dikim işlemleri son derece zaman alıcı faaliyetler. Bildiğim kadarıyla Samandağ’ da yanan ormanlık alanın yaklaşık 250 hektarlık (ki toplam yanan alan Samandağ yangınında 3665 hektar) kısmında temizleme faaliyetleri tamamlandı. Eğer her şey yolunda giderse gelecek yıl Kasım ayında dikim işlemlerine başlanabilir. Her ne kadar uzun bir süre gibi görünse de aslında İklim koşullarının ve insan iş gücü potansiyelimiz ancak buna imkân verebilir.  Yüzlerce yılımız yandı… Bir kaç yıl bekleyelim yeter ki sağlıklı ormanlarımız olsun. Ormancılıkta çok sevdiğim bir cümle vardır. Ormanı korumanın en iyi yolu; onu yakmamaktır. Yazımın başında da belirttiğim gibi bu son orman yangınları nasıl çıktığı kesinlikle irdelenmeli. Hatay için uzun yıllık iklim verilerine baktığımızda Ağustos sonu Eylül başı gibi bir miktar yağışın olması beklenirdi. Ama yağmadı. Ve aylardır kuruyan toprak ve bitki örtüsü artan hava sıcaklığı ve rüzgârla beraber yanmaya elverişli bir ortam oluşturdu. Yangının çıktığı gün Belen ilçesinde hava sıcaklığı sabah saat 9 da 30 derece idi. Ben her gün İskenderun’dan Antakya’ya gidiyorum. Ancak aynı anda farklı noktalarda yangınların çıkmasının şahsen bir tesadüf olmadığını düşünüyorum. Tekrar belirtmem gerekir ki; iklim, toprak ve bitki koşulları da yangına elverişli koşullar oluşturdu. Bilmemiz gereken bir diğer noktada şu; iklim değişikliğine bağlı olarak daha uzun kurak dönemler geçireceğiz. Ve maalesef daha fazla ve şiddetli orman yangınları ile karşılaşacağız. Olağanüstü koşullar yakın gelecekte kapımızda olacak. Bu nedenle İklim değişikliğine uygun politikaların ve kalkınma planlarının bir an önce oluşturulması gerekir. Örneğin; olası yangınlara karşı yeni teknolojilerin ve araç donanımların sağlanması artık bir zorunluluk olarak düşünülmeli. Orman etrafında yada içerisinde bulunan meskenlerin dahi olası yangınlara karşı belirli özelliklere sahip olacak şekilde projelendirilmesi, belirli mesafelerde kurulması felaketlerin en az zararla atlatılmasını sağlayabilir. Dilerim bu tür felaketlerden uzak bir geleceğimiz olur” diye açıklamada bulundu.

Bir cevap yazın