Yazın formda kalmanın püf noktaları

Yaz geldi… Yaza hazırlanırken fit olabilmek adına elma sirkeli su içenler, lahana çorbası ile günü geçirenler, maydanoz kürü tüketerek form yakalamaya çalışanlar, yağ yaktığı iddia edilen kahve ve çaylarla yağ yakamayıp sadece ödem atıp bir de üzerine böbreklerine yük bindirenler, hiçbiri olmadı bir de karbonatlı su içeyim de vücudumu alkali yapayım son bir umut diyenler burada mı?
Farkındayım, zayıflayamadınız ve bu yaz sınıfta kalmamak; yaza fit girebilmek adına sizlere 7 öneri…

1. En önemli kural yaz mevsimi demek sağlıklı beslenmeye ara vermek demek değildir. Her mevsim olduğu gibi yaz mevsiminde de vücudunun yeterli ve dengeli beslenmeye ihtiyacı var. Tüm besin gruplarında yer alan besinlerle çeşitlendirilmiş, parmak izin gibi sadece sana özel düzenlenmiş, gereksinmelerine, kan parametrelerine, vücut analizine uyumlu bir beslenme programı bu süreçte en büyük destekçin olacaktır. Yaşam tarzı haline getirilmemiş bir beslenme programı benimsemeden maalesef ne bu yaz ne de gelecekteki diğer yaz mevsimlerinde sağlıksız olacak ve sınıfta kalacaksın.

2. Gençlik hormonun melatonine kulak ver. Melatonin hormonun 21:00 sonrası salgılanmaya başlar ve gece 03:00 gibi pik yapar. Geç saatlerde yeme alışkanlığı olmayan, 23:00-05:00 arası uykuda olanlar şanslı. Düzenli ve kaliteli uyku, hormonlarının düzenli salgılanmasına, metabolizmanın yüksek modda çalışmasına yardımcı olmaktadır. Biyolojik ritmine ayak uydurup güne zinde başlamak adına her gün minimum 7 saat karanlıkta, teknolojik araç gereçlerden uzakta uyumaya özen göstermelisin. Bunların dışında melatonin salınımına destek yulaf, zencefil, muz, badem, kivi, vişne, sarı kantaron gibi kaliteli besinlere beslenme örüntünde yer vermelisin.

3. Öğün atlama. Geç vakitte uyanılması sonucu geç yapılmış kahvaltı öğünleri, akşam yemeğine kadar dengesiz ve sık yapılmış yanlış atıştırmalık öğünler ve arkasından gelen geç vakitte yenmiş ağır bir akşam yemeği yaz aylarında sık yapılan hatalardandır. Azalan öğün sayısı ile beraber maalesef metabolizma hızı da çok yavaşlar. Çözüm oldukça basit. Öğün sayısını arttırmak, öğün aralarını 2-3 saat şeklinde tutmak metabolizmanı hızlandıracaktır. Öğünlerin içeriği de oldukça önemli, kaliteli protein, karbonhidrat ve yağ içerikli sağlıklı öğünler ve uygun porsiyonlarla yaz aylarında metabolizmanı ateşleyebilirsin.

4. Su içmek için bahanen olmasın, kalorisiz! Düzenli ve yeterli tüket.
Günde kaç litre su tüketiyorsun? Eğer 2 litreyi bile yakalamıyorsan, kabızlığa kapı aralıyorsun ve metabolizmana ket vuruyorsun demektir. Günde 2,5 -3 litre su tüketmen bağırsaklarının rahatlamasını ve dışkılamanın artmasını sağlayacaktır.
Yapılan en büyük hatalardan biri su içmek için susamayı beklemektir. Yaşam boyu bedenini temizleyecek, detoks etkisi yaratacak, metabolizmanı canlandıracak en önemli içeceğin sudur. Her gün, her saat kendine suyun önemini ve içmen gerekliliğini hatırlat. Unutmamız gereken bir nokta var ki elbette tükettiğimiz suyun da bir sınırı olmalı. Düzenli fiziksel aktiviten yoksa, sana uygun bir beslenme programı benimsemediysen, gün içinde 5-6 litre su içerim, kilolarımdan kurtulurum hayalinden bir an önce vazgeç. Böyle yaparak sadece organlarına yük bindirirsin. İdeal olan günlük harcadığın enerjinin her bir kalorisi için 1-1,5 mL su tüketmen olacak.

5. Yağsız süt ve ürünleri tüket.
Süt ve ürünleri; hem tokluk süresini uzatır, hem de içeriğindeki kalsiyum ile yağ yakımını hızlandırır. İstersen yağsız süt ile hazırlanmış kahven, istersen yemeğin yanında tercih ettiğin ayran/ cacık metabolizmana destek olacaktır. Günde 2-3 bardak yağsız süt ve yoğurt tüketimi bedenini sağlıkla yaza hazırlayacak ve yazı fit geçirmene destek olacaktır.

6. Rengârenk meyvelerle antioksidan depola, metabolizmanı hızlandır. Düşük kalori içeriğine sahip meyve grubu yazın tezgâhlardaki çeşitliliğiyle büyük avantaj sağlıyor. Meyveler; folik asit, A, E, C, K, B2 vitaminleri; potasyum, kalsiyum, magnezyum, demir gibi mineralleri; lutein, beta karoten gibi antioksidanları içeren ve aynı zamanda lif kaynağı olan, doğanın bize sunduğu en renkli armağanlardandır. Uygun porsiyonda, ara öğünde tercih ettiğin meyveler hem serinletici, hem kan şekerini dengeleyici, oldukça düşük kalorili fit besinler. Dünya Sağlık Örgütü’nün sunduğu raporlarda dünyadaki ilk ölüm nedenleri arasında düşük sebze ve meyve tüketimi olduğu vurgulanmış.

7. Hareket et. Bol oksijen al. Pozitif düşün.
Aktif yaşam kısa süreli spor salonu üyelikleri gibi olmamalı, kalıcı olması adına çabalamalısın. Haftanın 4 günü ortalama 45 dakikalık tempolu yürüyüşler hem yağ yakımına, kas gelişimine destek olacak hem de mutluluğun kaynağı seratonin seviyeni arttıracaktır. Düzenli yapılan egzersiz ile oksijen alımını % 15 oranında arttırabilirsin ve oksijen kapasiteni ne kadar arttırırsan hücrelerin o kadar taze ve güçlü kalır; çünkü tüm hücrelerinin yaşamak için oksijene ihtiyacı var. Hem bedenini, hem ruhunu yıpratmamak adına pozitif düşünmeli ve kendini doğanın kucağına bırakmalısın. Açık havada yapılan düzenli fiziksel aktivite bol oksijeni, bol oksijen pozitif düşünceyi, pozitif düşünce yaşamına yıllar ekleyecek ve tüm bunların yanına bir de ‘’sağlıklı’’ kelimesi gelecek ve yaz mevsimleri, baharlar ve kışları sana hep fit hissettirecek.

Bir cevap yazın