Arsuz’da düzenlenen Akıllı Kentler Zirvesi’nde söz alan sismolog ve Kocaeli Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Şerif Barış, bilinçlenmenin önemine dikkat çekti. ‘Hatay’da olası bir depremin etkileri’ konulu sunumunda, depremi unutmadan, deprem öncesi, sırası ve sonrasında vatandaşların ne yapması ve nasıl önlem alması gerektiğini anlatan Barış, İstanbul’da yaşanan 5,8 şiddetindeki depremin görüntülerinden derlediği 4 dakikalık kısa video ile özellikle deprem anında yapılan hataları katılımcıların gözleri önüne serdi.
AFAD’ın 2028 strateji raporunda Türkiye’nin afet bölgesi olarak tanımlandığını ve büyük depremlerin olma sayısı bakımından dünyanın en tehlikeli dördüncü ülkesi olduğunu vurgulayan Barış, Türkiye’nin sismik Sismik boşluk haritası doğrultusunda Hatay’da büyük bir depremin beklendiğini söyledi.
‘20 yıldır çok fazla yol alamadık’
Katılımcılara, ‘Önlem alın, hayatta kalın, zararınızı azaltın’ uyarısı yapan Barış, “20 yıldır topluma afet eğitimleri veriyoruz ve maalesef 20 yıldır çok fazla yol alamadık. Depremlerin bizi ne zaman nerede yakalayacağını bilmiyoruz, ama yapabileceğimiz şeyler var. Depremle ilgili önlem, planlama ve eğitimi kapsayan, kapasite dediğimiz olguyu arttırmamız, depremle karşı karşıya kalma ihtimaline karşı riskleri azaltmamız gerekiyor. Depremden sonra ilk 72 saat önemli. 3 gün içerisinde yüzde 33 yaşama şansınız var. Ama metropol şehirde arama kurtarma ekiplerinin 3 günde size gelmesi mümkün değil. Çünkü, arama kurtarma ekiplerinin ülkemizdeki sayısı çok az. Bu nedenle depreme dayanıklı yapı ve depreme dayanıklı toplum oluşturmak zorundayız” dedi.
Bir iyi, bir kötü haber
Yakın bir gelecek için Hatay’da 7’den büyük bir deprem beklemediğini söyleyen Barış, “Sismik boşluk haritasına baktığınızda Hatay yeşil alan olarak görülüyor ve bu da depremin beklendiği bir bölge demek. Bu sizler için kötü haber. İyi haber ise en son 1822 – 1872 yıllarında Hatay’da biri 7.2, diğeri ise 7.3 civarında deprem oldu. 7’den büyük deprem olma olasılığı yakın bir tarihte yok belki ama 30-50 yıl sonrası için büyük bir depreme hazırlıklı olmak gerekir. Tarihsel açıdan baktığımızda yakın tarihlerle bu bölgede içiçe 30’dan fazla yıkıcı deprem olmuş. Fay hatlarına gelince; fayların boyutları da önemli. Fay ne kadar büyükse, yaratacağı deprem enerjisi de o kadar büyüktür. Yani; küçük faylar küçük depremler, büyük faylar büyük depremler yaratır. Bu açıdan fay hatlarına bakarak deprem olacak ya da olmayacak dememiz bize bir şey kazandırmaz. Depremlerde bizi kurtaracak şey yapıdan çok, yapının içerisinde bulunan eşyaların sabitlenmesidir” dedi.
Arsuz ve Amik Ovası alüvyon zeminde!
Gölcük ve Japonya depreminden kıyasla sağlam binanın önemine işaret eden Prof. Dr. Şerif Barış, depremin zeminle davranışlarının farklı olduğunu, yumuşak zeminde deprem dalgalarının 5-7 kat büyüdüğünü, çakıl gibi sert zeminde ise 2 kat büyüdüğünü söyledi. Arsuz’un alüvyon yapıda olduğunu söyleyen Barış, Amik Ovası ve Arsuz’un yeraltı su seviyesinin yüksek olması dolayısıyla dayanıklı bina yapılması gerektiğinin altını çizdi.
Islık çalmayı öğrenin!
Depremde mahsur kalan vatandaşlar için hayat kurtarıcı bir öneride de bulunan Barış, “Enkaz altında kalan bir kişiyi bulmak için arama kurtarma ekipleri enkaza 4 kez vurur. Mahsur kalan kişinin de onlara aynı şekilde karşılık vermesi gerekir ki, bulunduğu bölgeyi tespit edebilsinler. Bu yüzden herkese parmakla ıslık çalmayı öğrenin tavsiyesinde bulunuyoruz. Çünkü, deprem sırasında mahsur kalırsanız bu çok işinize yarayacak. Çünkü, ıslığın ses frekansı çok yüksektir. Dolayısıyla, afet hazırlığı önce kişiden başlar, kişi, aile, mahalle, yerel yönetim diye genişler” şeklinde konuştu.
Konuşmasının ardından, Prof. Barış’a Kaymakam Musa Sarı, plaket ile birlikte Arsuz’a özgü ürünlerden hazırlanan bir paket takdim etti.