Ak Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman, BBC Türkçe’ye yaptığı açıklamada son yerel seçimlerde büyükşehirleri kaybeden Ak Parti için seçim sonuçlarının nasıl okuduğunu yorumlarken, erken seçim ile ilgili de düşüncelerini paylaştı.
Son yerel seçimleri ‘Millet net bir şekilde bizi uyardı” şeklinde değerlendiren Yayman, son genel seçimler, erken seçim söylentileri ve eski Başbakan Ahmet Davutoğlu ve eski Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın parti oluşumları ile ilgili önemli tespitler yaptı.
Yeni partiler, ittifaklarla seçime gidilen bir yapıda iktidarınıza karşı bir tehdit unsuru olur mu?
Ben tehdit unsuru olarak görmüyorum, bu demokrasinin zenginliğidir. Bunlar AK Parti’nin içinden çıkmışlardır. Zaten kendilerinin de daha özenli bir dil seçtiklerini, AK Parti içinden de daha özenli bir dille konuşulduğunu görüyoruz. Tabii ki burada önemli olan diğer oluşumlar hakkında değerlendirme yapmayı doğru bulmam. AK Parti tekrar 2002 ruhuyla ve gerçekten kalkınmayı, demokratikleşmeyi merkeze alan yeni bir başarı hikayesi, yeni bir kızıl elma, yeni bir ütopya, yeni bir Türkiye hayali sunduğu zaman, hangi oluşum kurulursa kurulsun ben bunların başarılı olamayacağını düşünüyorum.
Ben Türk siyasal hayatı hocasıyım, Türkiye’de merkez partilerden ayrılan, Adalet Partisi’nden ayrılan Demokratik Parti’nin, CHP’den ayrılan Güven Partisi’nin yine ANAP’tan ayrılan Bedreddin Dalan’ın partisinin, DYP’den ayrılan Demokrat Türkiye Partisi gibi, aslında ana gövdeden ayrılan yapıların başarılı olmadığını görüyoruz.
Son yerel seçimlerde ilk kez AKP büyükşehirleri kaybetti. Seçim sonuçlarını nasıl okuyorsunuz?
Bunu ben net bir şekilde milletin bize uyarısı olarak görüyorum. Milletin bize, “kendine dikkat et, ben seni ulusal iktidarda istiyorum ama yerel yönetimlerde değişikliğe gideceğim. Eğer sen toparlarsan, tekrar kendini yenilersen ben seninle devam ederim” şeklinde bir uyarı verdiğini düşünüyorum.
Burada belediye başkanlıklarının el değiştirmesi dışında bir majör oy farkının oluşmadığını görüyoruz. Toplamda Cumhur İttifakı’nın AK Parti – MHP oylarının toplam oyları yine yüzde 52. 24 Haziran 2018 seçimleri ile benzer bir oy tablosu. Ama belediye başkanlıklarını sayısı anlamında bir değişiklik olduğunu görüyoruz. Ben bunun Türkiye’de demokrasinin sağlıklı bir şekilde işlediğinin göstergesi olduğunu düşünüyorum.
Biraz önce sizin sorduğunuz uzun süreli iktidarlar otoriterizme yol açmıyor mu sorusunun tam cevabı 31 Mart seçimlerinde. Yani toplum istediği zaman başkanlıkta farklı, belediye başkanlığında farklı bir isim görmek istiyor. Ben bunu Türkiye’nin demokratik olgunluğu olarak görüyorum. AK Parti olarak bize de düşen, buradan gerekli sorumlulukları, dersleri çıkarıp, önümüze daha emin adımlarla ilerlemek.
Seçimler erkene çekilebilir mi, yoksa zamanında, yani 2023’de yapılacağını mı düşünüyorsunuz?
Ben seçimlerin 2023’te yapılacağını düşünüyorum. Çünkü Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde tam da bu seçimlerin, hadi seçim yapalım denildiğinde seçime gidilen bir durumdan, seçimlerin 5 yılda bir yapıldığı, parlamento ve cumhurbaşkanını 5 yıllığına seçildiği ve bu 5 yıl içinde de kendi vaatlerini yerine getirdiği bir düzen olması gerekiyor.
Bu sistemde parlamento seçime gitmek istediği zaman ki ben parlamentonun seçime gitmek isteyeceğini hiç sanmam. Çünkü milletvekili seçime gittiği zaman bir daha seçilip geleceği garanti olmadığı için, seçime gitme konusunda biraz tereddütlü davranacaktır. Cumhurbaşkanının seçim kararı istemesi de pek olası değildir. Çünkü zaten parlamento karşı çıktığı zaman mümkün olmayacaktır.
Diğer taraftan, cumhurbaşkanı seçim istediğinde kendi dönemini sonlandırıp, süresini kısaltmış olacaktır. Ayrıca Türk siyasal hayatına baktığımızda erken seçim isteyen liderlerin çok da istedikleri sonucu alamadıklarını ve bu anlamda erken seçim isteyen kişinin çok da umduğunu bulamayacağını siyasi tarih bize gösterdi. O nedenle seçimin 2023’de olacağını düşünüyorum.