Hatay Barosu Başkanı Ekrem Dönmez, baronun kuruluşunun 76. yıldönümü dolayısıyla yaptığı konuşmada ‘Hukuk yoksa devlet yoktur, devletin temeli hukuka dayanmıyorsa devlet yoktur” dedi.
Atatürk Anıtı’na çelenk sunumu ile başlayan ve Şehir Kulübü’nde baroya üye avukatların katılımı ile düzenlenen baloyla son bulan 76. Yıl kutlamalarında, Başkan Dönmez yargı bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğüne vurgu yaptı.
Kuvvetler ayrılığının yok edildiği, tarafsız ve bağımsız
yargı yerine, yargının yürütme emrinde bir araç halini aldığı ülkede hukukun
üstünlüğü, insan hakları ve demokrasiye olan inanç gibi kavramlardan başka
tutunacak dal olmadığını söyleyen Dönmez’in, Hatay Barosu’nun 76. Kuruluş
Yıldönümü dolasıyla yaptığı konuşma şöyle:
‘Hukuk yoksa
devlet yoktur’
Aydınlık ve çağdaş uygarlık değerlerinin temsilcisi olarak 1943 yılında
kurulan Baromuzun 76. kuruluş yıldönümünü kutluyoruz. Barolar; avukatlık
mesleğini geliştirmek, meslek mensuplarının birbirleri ve iş sahipleri ile olan
ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni sağlamak; meslek düzenini, ahlâkını,
saygınlığını, hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumak,
avukatların ortak ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla tüm çalışmaları yürüten,
tüzel kişiliği bulunan, çalışmalarını demokratik ilkelere göre sürdüren kamu
kurumu niteliğinde meslek kuruluşlarıdır. Hukuk yoksa devlet yoktur, devletin
temeli hukuka dayanmıyorsa devlet yoktur.
“Bizi bir arada tutan kuralları aşındırmak kimsenin haddi değil”
Anayasada vücut bulmuş tüm Cumhuriyet kazanım ve değerlerimize karşın, devletin üniter yapısını temsil eden çağdaş hukuk kurallarını aşındıracak ve yurttaşlarımız arasında ayrımcılığa yol açacak şekilde şer’i hukuk hükümlerinin araya sıkıştırılmaya çalışıldığı bir ortamdan geçiyoruz. Cumhuriyetimiz kurulurken nasıl bir devlet yönetimi ve hukuk kuralları ile idare edilmek istendiğimize karar verilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir. Bizi bir arada tutan kuralları aşındırmak ve tartışmaya açmak kimsenin haddi değildir. Giderek yoksulluğun ve ekonomik sıkıntıların tüm yükünü çeken yurttaşlarımızın öncelikli sorunu, yoksulluğun ortadan kaldırılmasıdır, varlık ve değerlerden eşit şekilde yararlanmaktır, yurttaşlarımızın devlet önündeki fırsat ve girişimler ile hak ve yükümlülükler karşısında eşit uygulamaya tabi tutulduklarını düşünmeleri ve hissetmeleridir. Bunu sağlamanın yolu da hukuk kurallarını eksiksiz herkes için aynı standartlarda işletmek ve bu standardı sağlayacak kurum ve yapıları da güçlendirmek ve bağımsız kılmaktan geçer.
“Barış ve kardeşlik
diline ihtiyaç var”
Hak ve özgürlüklerden yoksun kılınan yurttaşlarımızın eşitliğe aykırı tabi
tutulduklarını düşündükleri ve hissettikleri bir ortamda, bulunduğu sıfat ve
ekonomik varlık sebebiyle devletin tüm olanaklarından sınırsızca yararlanan,
hukuk kurallarının kendisine işlemediği bir avuç yurttaşın varlığının yansıması
sahip olduğumuz anayasal değerlere terstir. Barış ve kardeşliğin esas alındığı
bir dile ihtiyacımız var. Farklılıkların sivriltildiği ve farklı olana hayat
hakkının tanınmadığı bir ortama değil, farklı olanın kendisini ifade edebildiği
koşullara ihtiyacımız var.
“Hukukun
üstünlüğüne tutunuyoruz”
Kuvvetler ayrılığının yok edildiği; tarafsız ve bağımsız yargı yerine, yargının
yürütme emrinde bir araç halini aldığı algısı herkesi rahatsız etmektedir.
İfade özgürlüğünü, özgürlüğünü günlük siyasi çıkar ve sonuçlara bağlayan,
ayrımcılık ve ayrıştırıcı bir dile kurban eden bir dönemden geçiyoruz. Tüm
olumsuzluklara karşın hukukun üstünlüğüne, insan haklarına ve demokrasiye olan
inancımız devam etmektedir. Bu kavramlardan ulus olarak başka tutunacağımız
dallarımız yoktur. Hukuk yoksa devlet yoktur, devletin temeli hukuka
dayanmıyorsa devlet yoktur.
Tüm kurum ve kurallarıyla hukukun esas alındığı, hukuka saygının hakim olduğu,
yargının taraflı ve bağımlı bir görüntü vermekten uzaklaştığı bir yargı sistemi
için çalışmaya devam edeceğiz.
Büyük Önder Atatürk’ün çizdiği yolda, Cumhuriyet’in kazanımlarına, temel
değerlerine ve Cumhuriyet’in kuruluş felsefesine sahip çıkmaya devam edeceğiz.
Bu vesileyle Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü, silah arkadaşlarını,
şehitlerimizi saygı ve minnetle anıyoruz.
Baromuzun kurucularına, Baromuza emeği geçen tüm başkanlarımıza,
yöneticilerimize, meslektaşlarımıza ve çalışanlarımıza emeklerinden dolayı
teşekkür ediyor, ebediyete intikal edenleri saygı ve rahmetle anıyoruz.”