İSTE-FEST, demiri bilgiyle şekillendirdi!

“Demire ve çeliğe bilgiyle hükmeden, dünyaya da hükmeder” ilkesini Teknoversite vizyonu ile harmanlayan İskenderun Teknik Üniversitesi(İSTE)’nde ilk kez düzenlenen Demir-Çelik Teknolojileri Festivali ve Sempozyumu(İSTE-FEST)’nda; Demir-Çelik Endüstrisini ilgilendiren güncel gelişmeler, teknolojiler, bilimsel gelişmeler, problemler ve çözüm önerileri konunun uzmanları tarafından tartışıldı.

İSTE-FEST’in açılış törene katılan İskenderun Kaymakamı İskender Yönden ile İskenderun Belediye Başkanı Fatih Tosyalı, festival kapsamında demir-çelik firmalarının tanıtım stantlarını ziyaret ederek, demir-çelik sektörü ile sektördeki teknolojik gelişmeler hakkında istişare de bulundu.

Farklı üniversitelerden ve sektörden toplam 369 uzmanın katılımıyla gerçekleşen ve iki gün süren festivalde, Türkiye Çelik Üreticileri Derneği Başkanı Dr. Veysel Yayan, MMK Metalürji CEO’su Denis Kvasov, Oyak Maden Metalürji Pazarlama ve Satış Direktörü  Fatih Çıtak gibi demir-çelik sektörünün önde gelen isimleri geleceğe yönelik hedeflerini ve demir- çelik sektöründeki gelişmeleri aktardı.

‘Bilgiyi teknolojiye dönüştürmek istiyoruz’

Sempozyumun açılış konuşmasını yapan İSTE Rektör Vekili ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Selçuk Mıstıkoğlu, İSTE-FEST’in demir-çelik endüstrisinin sorunlarını tüm boyutlarıyla tartışmak ve çözüm önerileri oluşturmak için büyük önem taşıdığını belirtirken, “Yeni çelik üretim teknolojileri geliştirerek ve katma değerli ürünler üreterek rekabetçiliğimizi artırmamız gerekmektedir. Bu nedenle, sektörel Ar-Ge çalışmalarına önem vermek ve bu konuda işbirliği yapmak zorunluluk haline gelmiştir. İSTE olarak, bu konuda ekosistemin ihtiyacı olan her türlü insan kaynağını yetiştirmek, bilgiyi keşfetmek, bilgiyi teknolojiye dönüştürmek ve nitelikli işbirliği yapmak için var gücümüzle çalışıyoruz” dedi.

Sempozyum Başkanı İSTE Mühendislik ve Doğa Bilimleri Dekanı Prof. Dr. M. Eyyuphan Yakıncı ise İSTE’nin vizyonunun sempozyuma da yansıtıldığını ve İSTE-FEST’te demir-çeliğin dünü, bugünü ve yarınının ele alınacağını söyledi. Yakıncı ayrıca, sektörün en önemli sorunu olan “kaliteli çelik üretimi” konusunda neler yapılabileceğinin yollarının tartışılacağını belirtirken, demir – çelik devlerini ağırlamaktan gurur duyduklarını ve sempozyumun sonuçlarının ekosistemdeki tüm paydaşlar için faydalı olacağını umduklarını belirtti.

‘Doğru stratejiler üretmeliyiz’

Sempozyumun ilk sunumu; Türkiye Çelik Üreticileri Derneği Başkanı Dr. Veysel Yayan tarafından yapıldı. Veysel Yayan, sunumunda; Türkiye’nin dünyadaki çelik üretimindeki yerine değinirken, Türkiye’nin giderek artan çelik üretimiyle dünya çelik sektöründe ilerlemeye devam ettiğinin altını çizdi. Dünyada demir-çelik sektörünün gelişmeye devam ettiğini, ancak daha gidilecek çok mesafe olduğunu ifade eden Yayan, Çin’in tüm dünyada üretimde büyük bir paya sahip olduğunu, bu nedenle sektörde attığı her adımın büyük ses getirdiğini dinleyicilerle paylaşırken, yapılması gerekenin, Ülke olarak doğru stratejiler üreterek, ithalat ve ihracat konusunda istenen noktaya gelinmesi olduğunu da sözlerine ekledi.

‘Körfezin değerinin farkında olmalıyız’

MMK Metalürji CEO’su Denis Kvasov ise, Türkiye’de yapılan çelik yatırımlarına ve İskenderun’un bu sektördeki yerinin önemine değinirken, “Bölgemizdeki en büyük limanlardan birine sahibiz. Çalışmalarımızı yaparken bu Körfezin değerinin farkında olmalı ve ona göre işler yapmalıyız. Bizler şirket olarak bölge insanına istihdam ve ülke ekonomisine de katma değer sağlamaya çalışıyoruz. Önümüzdeki dönemlerde ihracatta ciddi oranda artışlar bekliyoruz” dedi.

‘Her türlü krizde ayakta kalabileceğimizden eminim’

Ardından Oyak Maden Metalürji Pazarlama ve Satış Direktörü Fatih Çıtak, dünyada çelik sektörünün trendleri ve bu trendlerin Türkiye’deki yansımaları nelerdir? sorularına yanıt verdi. Fatih Çıtak, çelik sektörünün krizlerden ilk etkilenen, olumlu etkilerden ise en son payını alan sektör olduğuna vurgu yaparak, “Bu nedenle küresel çapta çelik sektörünün nereye gidebileceği ile ilgili ön görülerde bulunmalıyız. Hem şirketler hem kişiler plansız hareket etmemelidir. Türkiye yaşanan krizlerden yapılması gerekenler konusunda deneyim sahibi oldu. Türkiye’deki koşullarla, özel şirketler yaşamayı öğrenmiş durumdadırlar. Her türlü krizde ayakta kalabileceğimizden eminim. Eşit şartlar altında Türk özel teşebbüsü dünyadaki bütün örnekleri ile rekabette başa baş gidebilmektedir. Türkiye’nin çelikte gelecekte pozitif büyümeye doğru gideceğini düşünüyoruz. Çelik sektörü için gelecek kötü bir senaryoya sahip değildir. Sistemlerin sürekliliği ancak üretebildiği sürece olacaktır. Küresel sistem kendi varlığını devam ettirmek için kendi istihdamını da sağlamalıdır” dedi.

Bir cevap yazın