Türk Eğitim Sen Hatay 2 Nolu Şube Başkanı Yavuz Selim Yanık, eğitim çalışanlarına yönelik şiddetin önlenmesi ve farkındalık yaratılması amacıyla 81 ilde eş zamanlı olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a mektup gönderdiklerini açıkladı. Konuyla ilgili Türk Eğitim Sen olarak genel merkez tarafından hazırlanan kanun teklifini de TBMM’deki partilerin grup başkan vekillerine ilettiklerini söyleyen Yanık, eğitim çalışanlarına yönelik şiddetin önlenmesi içen hazırlanan kanun teklifinin yasalaşmasını istedi.
Şiddetin her türlüsüne karşı olduklarını ifade eden Yanık, “Türk Eğitim Sen şube başkanları ve şube yönetim kurulu üyeleri, öğretmenlerimiz ve eğitim çalışanlarımız ile birlikte tüm illerden Cumhurbaşkanımıza mektup gönderdik. Bu çerçevede Türk Eğitim Sen Hatay 1ve 2 Nolu Şubeler olarak biz de mektuplarımızı Cumhurbaşkanına gönderdik. 81 ilden 81 mektup gönderen sendikamızın şube başkanları, öğretmenlik mesleğinin itibarını rencide eden yayın, söylem ve tutumlardan sakınılmasının önemine dikkat çekerek, şiddet olaylarının faillerine en ağır müeyyideler uygulanmasını istiyoruz ve ‘Yapanın yanına kar kalmasın’ diyoruz” şeklinde konuştu.
Türk Eğitim Sen Hatay 1 Nolu Şube Başkanı Ömer Solgun ve 2 Nolu Şube Başkanı Yavuz Selim Yanık’ın imzasıyla, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a gönderilen mektupta şu ifadeler yer aldı; ‘Zat-ı âlinizin iradesiyle ve TBMM’nin yapacağı yasal düzenlemelerle şiddetin önlenmesi yolunda mesafe kat edeceğimize inanıyoruz. Türk Ceza Kanunu’nun 112’inci maddesinde düzenleme yapılmalı, şiddeti önleyici tedbirler ve caydırıcı müeyyidelerin getirilmesi sağlanarak eğitim çalışanlarının güvenlik içinde çalışması yasal koruma altına alınmalıdır. Ayrıca bu düzenlemeyle, eğitimcilere şiddet uygulandığında bir şikâyete bağlı kalmaksızın, fail hakkında kamu davası açılması ve en ağır cezai müeyyidelerin uygulanmasını talep ediyoruz. Eğitim çalışanlarına yönelik şiddete asla müsamaha gösterilmeyeceği, aksine şiddet suçlarının mutlaka cezalandırılacağı düşüncesinin yerleştirilmesi ve kamu sağlığını bozduğu için de ayrıca cezalandırılacağı bilincinin oluşturulması, önleyicilik açısından önemli bir adım olacaktır.’