İskenderun Devlet Hastanesi Organ Nakli Koordinatörü Tijen Korkmaz, 3-9 Kasım tarihleri arasında kutlanan ‘Organ ve Doku Bağışı Haftası’ dolayısıyla yaptığı açıklamada, toplumdaki organ bağışı ile ilgili bilgi eksikliğinin giderilmesinin, halkın organ ve doku bağışı konusundaki teşvikinin arttırılmasıyla mümkün olacağını söyledi.
“Türkiye’de Organ Nakli bekleyen yaklaşık 30 bin kişi bulunuyor”
Organ Bağışı, kişinin hayatta iken serbest iradesi ile tıbben yaşamı sona erdikten sonra doku ve organlarının başka hastaların tedavisi için kullanılmasına izin vermesiyle gerçekleştiğini dile getiren Korkmaz, “Organ nakli canlıdan ve kadavradan olmak üzere iki şekildedir. Canlıdan yapılan nakillerde böbrek nakli ilk sıradadır. İnsan vücudunda 2 böbrek bulunduğu ve bu böbrekler birbirlerinden bağımsız çalıştığı için bir tanesi bağışlandığında diğer böbrek işlevini kaybetmez. Karaciğer de yaşarken bağışlanabilen bir organımızdır. Kendini yenileme özelliği olan karaciğerin, bir parçasının bağışlanması yeterlidir. Kemik iliği naklide bir kan vermek kadar alınması kolay olup, Türkiye’de çok başarılı yapılan nakillerdendir. Canlı verici olmak isteyenlerin 18 yaşını doldurmuş olması ve karar verebilecek durumda yani akli dengesinin yerinde olması gerekmektedir. Bağış yapan kişiye, yapılacak müdahalenin şekli, olası tehlikeleri, sağlığına şimdi veya daha sonra gelebilecek olan zararlar konusunda doktor tarafından bilgi verilmelidir. Bu şartlar altında, bağış yapacak kişi tüm bilgilendirmelerden sonra bağış yapmakta kararlıysa, organlarını yaşarken de bağışlayabilir. Kadavradan nakillerde ise sadece bir yoğun bakım ünitesinde beyin ölümü (tıbben yaşamın sona ermesi) kararı alınması halinde organlar kullanılmaktadır. Diğer ölüm hallerinde organlar alınmaz. Evde, sokakta, acilde veya hastanenin herhangi bir yataklı servisindeki ölümlerde bu mümkün değil. Yoğun Bakım Ünitelerinde solunum cihazı desteği altında tıbben beyin ölümü tanısı konulan kişilerin sadece organları nakil için kullanılabilir. Organ bağışı bazen görmeyen bir insanın görmesini ya da hayatını diyaliz cihazına bağlı olarak sürdüren bir böbrek hastasının hayata dönmesini sağlar. Organ ve doku naklinin, tedavisi sadece nakil ile mümkün olan, organları hasar görmüş hastalara büyük umut ışığı olmaktadır. Günümüzde, birçok organ için naklin mümkün hale geldiği söylenebilir. Organ nakli konusundaki bilinç son yıllarda oldukça artmasına rağmen, tüm Dünya’da ve Türkiye’de de organ nakli bekleyen insan sayısı çok fazladır. Dünyada, organ nakli yapılmazsa yaşamı ölümcül bir tehlike altında olan 1 milyara yakın insan yaşamaktadır. Sağlık Bakanlığı’nın son verilerine göre, bu sayının yaklaşık 30 bini Türkiye’de yaşamaktadır. Toplam nakil bekleyen kişi sayısı 28.272, toplam gönüllü bağışçı sayısı 453.915, 2018 gönüllü bağışçı sayısı 100.297” dedi.
“Organ Bağışı ‘Umut’ Demek, ‘Herşey’ Demek”
Bir bireyin, organ bağışı yapabilmesi için 18 yaş veya üstünde olup akli dengesinin yerinde olması gerektiğini ifade eden Tijen Korkmaz, “Bu şart ve koşulları sağlayan herkes; sağlık müdürlüklerine, hastanelere, organ nakliyle ilgili dernek ve kuruluşlara başvurarak, doku ve organ bağış belgesini doldurup organ bağış kartını alabilir. Organ bağışı yapıldığı mutlaka, kişinin yakınlarına da bildirilmelidir. Bunun nedeni; bir kişide beyin ölümü gerçekleştiğinde, organ bağış kartı olsa bile en yakınlarının organ bağışı konusunda karar vermelerinin istenmesidir. Bağış yapan kişi sonradan fikrini değiştirir ise, verilen ‘Doku ve Organ Bağış Belgesi’ni yırtarak atması ve bu karar değişikliğini aileye bildirmesi yeterlidir. Tıptaki gelişmelerin bugün geldiği noktada, insan vücudunun birçok organı nakil edilebilmektedir. Bunlar kalp, karaciğer, böbrek, kemik iliği, kalp kapağı, kornea, kas dokusu, tendon, uterus, yüz ve saçlı deri, alt ve üst extremiteler, üst sindirim yolları, üst solunum yollarıdır. Burada bağış yapanın yaşından ziyade organın durumu çok önemli olmakla beraber, 70 yaş üstündekilerin organları nadir durumlarda alınmaktadır” şeklinde konuştu.
“Hatalarımı, kusurlarımı, ön yargılarımı gömün!”
Korkmaz, son olarak, “Eğer bir şeyleri gömmeniz gerekiyorsa hatalarımı, kusurlarımı, ön yargılarımı gömün. Günahlarımı şeytana, ruhumu Allah’a verin. Eğer yeri gelirde beni hatırlamak isterseniz bunu size ihtiyacı olan birine yardım ederek yapın. Eğer bu isteklerimi yaparsanız ben sonsuza kadar yaşayacağım” diyerek, herkesi bu konuda hassas davranmaya ve bağışçı olmaya davet etti.