Türkiye’de din, siyaset, ahlak ve hukuk birbirlerinden habersiz ve birbirlerinin çevresinde dolanıp durmaktadır. İşte siyaset kültürü son yıllarda kendini üretmiş, özneyi kutsamakta, nesne ve diğer ögeleri bu minvalde biçimlendirmektedir.
Ülkede din algısı, kutsal kitap olan Kuran-ı Kerim’in derin felsefesi ve öğretisi dışına çıkmış, her sakallı kendini alim sayarak, dinin üzerinden salvolar üretmekte, akıl ve mantığın kabullenmekte zorlandığı sosyal ve beşeri hayat üzerinden konuşma ve yazılanlar şaşkınlıkla izlenmektedir.
Din ve İslam inancı; kerameti kendinden menkul tarikat ve cemaatlere bırakılmış, Diyanet İşleri Başkanlığı ise tribünde oturmaya ve zaman zaman futbol maçlarındaki fanatikler gibi davranmaya devam etmektedir. Dinin ve İslam’ın emrettiği kural ve ilkeleri; ritüel düzeyine indirgeyip, ibadeti ritüellerden ibaret sanan bir din anlayışı maalesef hakim kılınmaya başlanmıştır. Din bağlamından koparılmıştır. İslam dini ve anlayışını, ritüel ve şekle bağlayan bu görüş, İslam dininin maksat ve ruhundan epeyce uzaklaşmıştır. İslamın ritüellerinden olan; namaz, oruç ve hac gibi ibadetler, gerçek amaç ve bağlamından uzaklaşmış, şekli bir anlama girmiştir. Namaz kılan bir kişi, namazdan sonra gündelik yaşamında Allah’ın haram ve yasak kıldığı şeyleri yapıyorsa, namazı niçin kıldığının farkında değildir. Oruç ayında gösterişe yönelik iftar yemekleri, oruç tutanların iki yüzlülüğünü gösterdiği gibi aynı zamanda bunların ramazan ayından sonra açlık ve yoksulluğun ne demek olduğunun bilincinde olmamaları, kul hakkı, sömürü ve emek hırsızlığının idrakını kavrayamamaları açısından gerçekten üzüntü vericidir.
Yöneliş ve yürüyüş diye yorumlanan Hac ritüelinde; sınıf ve makam farkının sıfırlanmasını, Hac’tan sonra unutuluyorsa, yani asıl ibadetlerin ritüellerden sonra başladığını bilmiyorsa, din ve İslam adına yaptığı her şey biçimseldir. Bu gün ülkedeki din ve İslam algısı maalesef bu yöndedir.
Siyasete gelince; Kendi doğru ve anlayışını, uzlaşı kültürüne meydan okuyarak dikte etmeye çalışan, eleştirinin hiçbir tütünü kabul etmeyen, temel hak ve özgürlükleri kısıtlayan, kendi medya ordusu ile siyaset retoriğini, kendi zihni ve gönlü arasında doğru bulan, bir siyasetin, Türkiye‘de yarattığı çoraklık, merkez siyasetin dışında, küçük kasaba tipli ve filmlere konu olmuş siyaset platformuna evrilmiş, eş, dost, akraba ve çıkar ilişkileriyle, yoğrulmuş, kirli ve çürümeye yüz tutmuş siyaset tarzı, olabildiğince alan bulmaya başlamış, siyaset; ahlaki, felsefi, bilimsel ve hukuki şirazesinden sapmıştır.
Simbiyotik kasaba tipi siyaset; çevreden merkeze doğru yönelmeye başlamış, karşı düşünceye saygı ve hoş görü adeta sıfırlanmıştır. Siyaset kendini üretememiş, iktidarda bulundukları süre zarfında, yapmış oldukları yanlış ve hatalardan ders alma yerine, bunları savunma yolunu seçmiştir. Siyaseti, hukukileştirme yerine, hukuk ve yargı siyasallaşmıştır.
Ahlak: En basit tanımıyla doğru ve dürüst olmaktır. Yalan söylememektir. Hile ve desise yapmamaktır. Hakkı olana hakkını vermektir. Bu bağlamda ahlak dinin temelidir. Oysa ülkenin panoramasında ahlakın ne kadar yozlaştığını, yalanın moda, dürüstlüğün sıradanlaştığı, ahlaktan yoksun bir din anlayışının, akıp gittiğini, insani ve gerçek manevi değerlerin, bir avuç kirli çıkar ilişkilerine kurban edildiği, yalanın otokratik karakterinin ahlakın önüne geçtiğini, kadim kültürümüzün getirdiği değer yargılarımızın, popüler kültürün değersiz yargılarına yenik düştüğü zorlu bir dönemin içinde bulunduğumuz görülecektir.
Hukuk ve Yargı sistemi ise, güven endeksinde kendine sonlarda yer bulan, bu durumda bile hiç kimsenin rahatsız olmadığı, bir hukuksuz hukuk sistemi içindeyiz. Hukuk yasa ile eş tutulmakta, görkemli adalet saraylarından adaletsizlikler fışkırmakta, yargı sistemi yürütmenin rotasına girmiş ve talimat hukuku adeta yeni bir içtihat oluşturmuştur. Hukuk devlet anlayışı ve kavramı, yargının içinde bulunduğu duruma göre anlam kazanmıştır. Hak, hukuk ve adalet arayışları gündemin ana noktalarını oluştururken, demokrasi ve uzlaşmaya dayanan siyaset özlemi, uzaklarda olmaya devam etmektedir.