Çok acil ‘SEVGİ’ tohumları ekmemiz gerek!

Sokakta kavga.
Evde kavga.
İşyerinde kavga.
Trafikte kavga.
Stadyumda kavga.
Hastanede kavga.
Hatta…
Mecliste kavga!!!

Bu kadar gerginliğe hiç gerek yok. Adeta ağzına kadar dolu bardak gibi, bir damlada bile taşar hale gelmenin hesabını yapma vakti çoktan geçti bile… En ufak bir tartışmanın bile cinayetle sonuçlanmasının izahı mümkün mü?

Durun, ve bir kez daha düşünün!!!
Böyle değildik ki…
Küçüklerimizi seviyorduk.
Büyüklerimize saygı gösteriyorduk.
Hani nerede şimdi?

Hadi sorgulayalım.
‘Neden?’
Bu sorunun cevabını çok acil bulalım.
Geç bile kaldık!

Evlilikte huzur bulamadı, ayrılmak istiyor.
Katlet!

Yan baktı.
Bıçakla!

Aracını solladı.
Kurşunla!

Arkadaşlığını reddetti.
Döv!

Senin takımını tutmuyor.
Saldır!

Hele hele bir de tartışmaya devam etsin.
Öldür!

Ne bu cinnet?
Ne bu vahşet?
Ne bu öfke?
Yeter artık yeter!!!

Sevgi – saygı yok!
Sabır yok!
Hak – hukuk yok!
Zıvanadan çıktık!!!

İlkokula başladığımız zamanı hatırlayın.
Hani andımızda söylerdik ya:
“Küçüklerimizi sevmek, büyüklerimizi saymak…”
Andımıza bile tahammül edemediler!!!

İyiye gitmiyor!
Vallahi de gitmiyor!!!
Billahi de gitmiyor!!!

Bitsin artık bu cinnet.
Gergin yay gibiyiz!
Nasıl bu hale geldik?

Birazcık düşünürsek, sorunun kaynağını çok rahat buluruz.
‘SEVGİ’ tohumu ekilmese, çıkacak ürünü düşünün!!!

Bir cevap yazın