Celalettin Yavuz’dan kalıcı bir eser daha

Dörtyollu Prof. Dr ve aynı zamanda emekli Deniz Kurmay Albay Celalettin Yavuz’un yeni kitabı “Türklerde Savaş, Strateji ve Askeri Kültür” raflardaki yerini aldı.

Halen İstanbul Ayvansaray Üniversitesi’nde Güvenlik Bilimleri Ana Bilim Dalı Başkanı ve Almanya Araştırmaları Merkezi (ALMAR) Müdürü olan, aynı zamanda MHP Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli’nin Dış Politika ve Güvenlik Politikası Danışmanlığı görevini de devam ettiren Yavuz’un müstakil olarak yazdığı 15’nci kitabı ‘Türklerde Savaş, Strateji ve Askeri Kültür’ DER yayınevi tarafından basıldı.

Celalettin Yavuz, TSK mensubu olarak deneyimlerini, gözlemlerini ve araştırmaları sonucunda ulaştığı bilgileri harmanlayıp Türklerin savaş, strateji ve askeri kültürünü irdelediği kitabının tanıtım yazısında şu ifadelere yer verdi: “ Çin Seddi’nden Viyana kapılarına, Ethiopya-Yemen’den Rus steplerine, Basra Körfezi’nden Cezayir’e, Hindistan’dan Moğol yaylalarına kadar geniş coğrafyalarda tarihin çeşitli çağlarında hâkimiyet kuran Türklerin savaş, strateji ve askeri kültürü merak konusudur.   

Tarihin ilk düzenli ordusunu kuran, atın üstünde maharetle kullanana taktik üstünlük sağlayan Mete Han’ın ıslıklı oklarından, Anadolu’yu Türkleştiren ve Rumeli’de ilerleyen Türk akıncılarına kadar geniş bir yelpaze’de savaş tarzı ve askeri kültürün incelikleri nelerdi?

Birçok nedenle merak edilen muharebe sahalarının acımasız ama muzaffer komutanları Attila, Cengiz Han ve Timur, strateji ve sürpriz taktiklerin ustaları Fatih Sultan Mehmed ve Yavuz Sultan Selim’in keskin zekâlarıyla süslü zaferleri aralandı. Osmanlı’nın uzun seferlerinde lojistik sistemi incelendi.

Osmanlı’nın gerileme döneminde Türk ordusunu güçlendirmek için yabancı uzmanlarla çabaları, Almanlar ile başlayan askeri heyetlerin çalışmaları gözler önüne serildi.

Birinci Dünya Harbi, İstiklal Harbi ve Cumhuriyet döneminin başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının icraatı olmak üzere, askeri kültür ve savaş tarzının kaynağına inildi.

Türklerin Cumhuriyet’le birlikte askeri kültüründeki kendi silahını yapmanın hatırlanması, soğuk savaş sonrasının hibrid (melez) ve vekâlet savaşları gibi yeni savaş türleri ile bunlara karşı mücadele ve savaş tarzlarının ayrıntıları verilmeye çalışıldı.

Çalışma, sadece bir akademisyen olarak bu konuya ilgi duyan birinin araştırmaları sonucunda ulaştığı analizler kümesi değildir. Bunlara ilaveten “barut kokusunu” defalarca hissetmiş, gerilimli yıllarda Doğu Akdeniz ve Ege’nin maviliklerinde seyretmiş, çeşitli milli sorunlara çare bulabilmek maksadıyla Türk Silahlı Kuvvetlerinin en üst düzey karargâhlarında “kurmay” subay olarak görev yapmış, bu görevlerde ilgili bakanlıklar ve güvenlikle ilgili kurumlarla işbirliği içerisinde çalışmış, yurtiçi görevler yanında yurtdışı kurslar ve görevlerle dünyayı tanıma fırsatını bulmuş, bunlarla da yetinmeyerek emeklilik sonrası akademisyen olarak da bu konudaki bilgi ve donanımını arttırmaya gayret eden, gözlemlerini de yazılarına aktaran birinin katkılarıyla desteklidir.”

Bir cevap yazın