Belediye başkanlarına önemli nasihat!

Yine aynı manzara.
Yine aynı koro.
Yine aynı kalabalıklar.

Seçimler bitmesine bitti de; şu başkanların çevresinde her geçen gün daha da artan halkalara baksanıza… Amma çok destekçileri, sevenleri ve dostları varmış! Başkanlara görünmek için yarış yapanları gördükçe küçük dilini yutuyor insan.
Sırayla.
Parayla değil!!!

Git başkanın makamına.
Bekle.
Sıran geldi.
“Hayırlı olsun!”

Arkasından da aynı nağmeler:
“Seni candan destekledik!”
Başkanların amma da çok destekçileri varmış!!!

Çoğunun isteği malum.
İş – aş.
İhale.
Sıralayan sıralayana!

Hepsi başkanı seviyor.
Sayıyor.
Çok beğeniyor.
Offf neler neler!

Bu kadar iltifat!
Bu kadar yağlama-ballama!
Başkan da insan sonuçta.
Düşünüyor:
“Ben neymişim be!!!”

İktidar işte…
Dalkavuğu!
Yağcısı!
Gazcısı!
Ne ararsan var!!!

Peki ya gerçek dostları?
Sevenleri.
Samimi olanlar.
Yok mu hiç?
Elbette var!
Onları görebilmek zordur o kuyruklarda!!!

Sadrazam Mehmet Fuad Paşa’ya sormuşlar:
“Gerçek dostlarınız kimlerdir?”
Fuad Paşa’nın cevabı çok anlamlı:
“Şimdi iktidardayım; bilemem! Kibir şişip de önünü göremez olunca insan, yağcılar korosunun alkışını dostluk sanıyor. İlk sendelemede, dost bildiklerinin nasıl tekmelemeye koşacağını, etrafının nasıl tenhalaşacağını bilemiyor. Hep söylense de; ‘kefenin cebi olmadığını’ anlayamıyor!”
Aynen böyle!!!!!!!!

İktidar.
Yaşananlar.
Tecrübe.
Kibir.
Hava-civa!
Sonra da sendelemeye gör!
Hatırlatmakta yarar var!!!

Bir cevap yazın