‘Türkiye’de kadın olmak zor’

CHP Hatay Milletvekili ve TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu üyesi Av.Suzan Şahin, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde ‘Türkiye’de Kadın Olmak 2019’ raporunu açıkladı. Hazırladığı raporda şiddet, istihdam, işsizlik, eğitim ve siyasi temsil konularında veriler paylaşan Şahin, toplumun yarısını oluşturan kadınların eğitimden siyasete, istihdamdan sağlığa kadar birçok alanda eşitsizliğe ve ayrımcılığa uğradığını ifade etti.

 “ ‘Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği Endeksi sıralamasında son sıralardayız”

Kadınların öldürülmediği, her alanda eşit ve özgür hissedebildiği bir Türkiye özlemi ile çalıştıklarını belirten Şahin, Türkiye’de kadınların uğradığı ayrımcılığın uluslararası endekslere de yansıdığını ifade etti.

Türkiye’nin Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği Endeksi sıralamasında 149 ülke içerisinde 130’uncu sırada olduğunu ifade eden Suzan Şahin, “Kadın erkek eşitliğine inanmayan, kadını erkeğe köle olarak gören bir anlayış ne yazık ki kadınlara daha çok yoksulluk, şiddet ve işsizlik olarak geri dönmektedir. Eşitlik fikrine inanmayan bir toplumda kadınlar toplumsal, siyasi ve ekonomik anlamda dezavantajlı konumda bırakılmaktadır” hükümetin söylemlerinin eşitlik fikrinden uzak bir anlayışı da ortaya koyduğunu savundu.

“Genç işsizlik tehlikeli boyutlarda” 

Türkiye’de istihdam oranlarının AB ve OECD ülkelerinin altında olduğunu belirten Şahin, “30 milyon kadın işgücüne katılamıyor. Resmi verilerde ise bu kadınlar ‘iş yapamaz’ olarak görülmekte. Her 10 kadından sadece 3’ü istihdam edilirken, çalışabilen kadınların yüzde 41’i de kayıt dışı ve güvencesiz koşullarda çalışmakta. Bu kadınların %40’ı da evlilik, çocuk ve yaşlı bakımı nedeniyle istihdamdan ayrılmakta. Girişimci kadın oranı ise toplam girişimci sayısının sadece yüzde 8’ini oluşturmakta. Kadın işsizliği ise oldukça yüksek. Özellikle genç kadın işsizliği yüzde 32 ile tehlike verici bir düzeye gelmiştir. Son 2 yıldır üniversite mezunu olup da işe giremeyen kadınların sayısı hızla artarken, işsizlik sigortasına başvuran kadınların sayısı bir yılda yüzde 57,7 artış göstermiştir” şeklinde konuştu.

“Kadın temsiliyeti yok denecek kadar az”
Kadınların siyaset ve yönetim kademelerinde yer alamadığı belirtilen raporda, Kadın temsiliyetinin yok denecek kadar az olduğunu ifade eden Şahin, “Öyle bir ülkede yaşıyoruz ki, kadınların yaşam hakkını elinde alan şiddet sonucunda, ne yazık ki her 10 kadından 4’ü kendini güvende hissetmiyor. Kadınların ayrımcılığa uğradığı bir diğer alan da siyasettir. 13 işveren meslek örgütünün başkanlarının hepsi erkek. 7 yargı organında sadece 2 kadın başkan var. 81 ilin valisinin sadece 2’si kadın. Meclis’te ise sadece 104 kadın vekil bulunmakta. Sahada en çok emek veren ve fedakârlık gösteren kadınların siyasete katılımı konusunda eşit temsiliyet şartı getirilmeli, Siyasi Partiler Yasası’nda kota ve fermuar sistemi gibi uygulamaların zorunlu hale getirilmesi son derece önemlidir. Kadınların siyaset ve yönetim kademelerinde daha çok yer alması eşitlik anlayışının yaygınlaştırılması ve yerleştirilmesi açısından etkili olacak, kadınları cesaretlendirecektir” diye konuştu.

“Cinsiyet eşitsizliğinde birinci sıradayız”
Eğitimi terk etme oranlarının oldukça yüksek olduğunu da belirten Suzan Şahin, “Kadınların net okullaşma oranları açık öğretim hariç tüm düzeylerde erkeklerden geri kalmakta. Özellikle ilkokuldan ortaöğretime geçişte kız öğrenci kaybı daha da yoğunlaşmakta. Bu durumun önemli ve en vahim sonucu da çocuk gelinlerin sayısındaki artış ve çocuk yaşta doğumlardır. Son 10 yılda yaklaşık 500 bin çocuk evlendirilmiş, son 6 yılda ise 18 yaş altında yaklaşık 150 bin kız çocuğu doğum yapmıştır. Bu veriler kız çocuklarının eğitimden uzak kaldığını açıkça ortaya koymakta” diye açıklamada bulundu.

“Eşitlik bakanlığı acilen kurulmalı”
Hazırladığı raporda çözüm önerilerini de sıralayan Şahin, toplumun yarısını oluşturan kadınları ikinci plana atan politikalara karşı, kadın erkek eşitliği fikrinin öncelikli olarak toplumun her hücresine yerleştirilmesi gerektiğini söyledi.

Kadınların birey ve erkeklerle eşit haklara sahip olduğunun kabulünün şart olduğuna dikkat çekerek, “Eşitlik Bakanlığı kurularak devletin tüm kurumları işbirliği içerisinde davranmalı, eğitimin her kademesinde ve müfredatta cinsiyet ayrımcılığı ve kadın erkek eşitliği konularına yer verilerek, toplumsal cinsiyet eşitliği okullarda temel bir ders olarak okutulmalıdır. Ayrımcılık, şiddet ve eşitsizlik tedavisi edilmesi gereken bir hastalıktır. Bunun için Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu’nda ve sahada yaptığımız çalışmalarda eşitlik anlayışının yerleştirilmesi ve kadınların görünür olması için mücadele ediyoruz” dedi.

Bir cevap yazın