Bu ekip kansere meydan okuyor!

İskenderun Gelişim Hastanesi’nde multidisipliner yaklaşım ile hareket eden tıbbı onkoloji ekibi, ‘1-31 Ekim Meme Kanseri Farkındalık Ayı’ dolayısıyla basın mensuplarıyla biraraya geldi.

Kanser ile ilgili kamuoyunda yaşanan bilgi kirliliğine dikkat çekem ve doğru bilgiyi paylaşmak amacıyla düzenlenen toplantıda Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Prof. Dr. Cem Önal, Tıbbi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Sadık Muallaoğlu, Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Tarık Zafer Nursal ve Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Turgut Karaca meme kanserinde erken teşhisin önemine dikkat çekti.

“8 kadından birinde meme kanseri görülmekte”

Gelişim Hastanesi Konferans Salonu’nda gerçekleşen toplantıda kanser türleri arasında en sık meme kanserinin görüldüğünü ifade eden Tıbbi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Sadık Muallaoğlu, sadece kadınlarda değil, erkeklerde de görülebilen bu kanser türünün göz ardı edilmemesi gerektiğine vurgu yaptı.

2018 yılında dünyada 2 milyon kişiye meme kanseri tanısı konulduğunu dile getiren Sadık Muallaoğlu, “Türkiye’de ise yaklaşık 18 bin yeni vaka bulunmakta. Meme kanseri, akciğer kanseri ile birlikte kadınlarda en sık görülen kanser türü arasında yerini alıyor. En sık görülen kanser türü olmasına rağmen yaşam kaybı en az yaşanan kanser türüdür meme kanseri. Meme kanserinde erken teşhisle tüm vakaların yüzde 85-90’ı iyileştirilebiliyor. Bu sebeple farkındalık ayını çok önemsiyoruz. Her kadının 20 yaşından sonra memesini tanıması lazım.  Kendi kendine meme kontrolü yapması lazım. Belli bir yaştan sonra hem doktor kontrolü hem de görüntülerle erken teşhis konulabilir hastalarımıza. Hala 8 kadından birinde ömrünün belli bir döneminde meme kanseri gelişmekte. Biz Gelişim Hastanesi olarak ekibimizi kurduk. Hem cerrahi anlamda, hem ilaç tedavisi, hem de radyoterapide bir eksiğimiz kalmadı. Bu konuda çok gururluyuz” dedi.

 

“Kanser riskini arttıran faktörlerin başında obezite var”

Meme kanserinin teşhisinde elle muayenenin önemine değinen Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Turgut Karaca, “Erken tanı için hastanın takibe gelmesi büyük önem arz etmekte. Bizim için önemli olan hastamızın kendi kendine elle muayenesini mutlaka yapması. Polikliniklerimizde tüm kadın hastalarımıza üstüne basa basa bunu söylüyoruz. Her ay adet bitiminden sonra mutlaka 10 dakika ayna karşısında kendi kendisini muayene etmesi lazım. Normalde altı ayda bir meme ultasonografisi 40 yaşından sonra iki yılda bir mamografi öneriyoruz hastalarımıza. Teknolojinin gelişmesi ve tecrübenin artması ile beraber çok daha estetik onko cerrahiler yapabilmekteyiz. Önemli olan meme kanseri riskini arttıran faktörlerdir. Bunların başında obezite gelmektedir. Bir başka risk ise ailede meme kanseri olan bir bireydir.  Bunun için hastaların mutlaka düzenli kontrole gelmesi gerekmektedir. Tanıyı koyduktan sonra mutlaka biyopsi ile sonuca gidebiliyoruz. Özellikle iğne biyopsisi ile sonuca daha iyi bir şekilde varabiliyoruz. Sonuç geldiği takdirde o hastaya hangi yöntemi uygulayacağımızı kendi aramızda tartışıyoruz. Bu tamamıyla bir ekip işidir ve çok önemli bir konudur” şeklinde konuştu.

 

“Biyopsi kanser yapmaz”

Gelişim ailesine yeni katılan Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Tarık Zafer Nursal ise yeni teknoloji ve ilaç tedavisi ile meme kanserinin meme alınmadan tedavi edilebildiğini belirterek,  “Özellikle üstüne basa basa vurgulamamız gereken konu biyopsinin kanser yapmaması durumu. Birçok hastamız maalesef ‘Bu kitleye dokunulursa yada müdahale edilirse kanser olur mu?’ gibi düşüncelere varıp hastaneye gelmiyor. Biyopsi veya kitleye yapılacak herhangi bir işlem kansere yol açmaz. Bundan 10 yâda 15 yıl önce meme kanseri tedavisi için gelen hastalarımıza uyguladığımız tek bir yöntemimiz vardı o da memenin alınmasıydı. Ama gelişen teknoloji, ilaç tedavisi ve yaklaşımlarla hastalarımızın yarısından fazlasında memeyi almadan meme dokusunu koruyarak ameliyat yapma şansımız oluyor. Bu konu da çok önemli.  Bunun yanında gelişen yeni tekniklerle meme yapma şansımız oluyor. Memesi alınan hastalarda silikon protezlerle yâda vücuttan çevrilen kas dokularıyla memeyi kaybetmiyoruz” dedi.

B

“Multidisipliner yaklaşımla hizmetteyiz  ”

İskenderun Gelişim Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Prof. Dr. Cem Önal da, multidisipliner yaklaşımı benimseyen bir hastane olarak sağlık alanında önemli başarılara imza atacaklarına vurgu yaparak, “Meme kanseri tedavisi bir cerrahın tek başına çözebileceği bir durum değildir. Bu rahatsızlık ekip işi ile iyileştirilebilir. Biz de ekibimizi kurduk. Meme kanseri farkındalık ayında amacımız ekibimiz ile birlikte toplumumuzu bilinçlendirmek. Her kanser türünde olduğu gibi meme kanserinde de multidisipliner yaklaşım oldukça önem arz etmekte. Meme kanseri tedavisi artık hastanın yaşam kalitesini bozmadan yapılan bir tedavi ile gerçekleşebiliyor. Buradaki esas amaç meme kanserinde hastayı iyileştirebilmek. Bunu yaparken de yaşam kalitesini bozmamak. Burada en önemli konu; meme kanseri başta olmak üzere tüm kanser türlerinde olduğu gibi multidisipliner yaklaşımı benimsemektir. Bundan bir iki yıl öncesine kadar bu yaklaşım bölgemizde yapılmamaktaydı. Şimdi ise Gelişim hastanesi çatısı altında bu yaklaşımın gerçekleştiğini gururla söyleyebiliyoruz. Meme kanserinde ekibimizin kuvvetlenmesi, ileride daha güzel işler yapacağımız anlamına geliyor” açıklamalarında bulundu.

   

 

 

 

 

Bir cevap yazın