‘Suriyeli Mültecilerin “Misafirliği” bitmeli!’

CHP Hatay Milletvekili Suzan Şahin, 2011 yılından itibaren ülkemizde ‘geçici koruma statüsü’ durumunda yaşayan 3,5 milyon Suriyeli mültecinin güle oynaya bayramlaşmak için ülkelerine gidip geri dönmesinin halkta yarattığı olumsuz etkiye dikkat çekti. Gidiş- gelişlerin Suriye’de artık tehdit altında olmadan yaşanabileceğini ortaya koyduğunu ifade eden Şahin, “Misafir misafirliğini bilmeli ve artık izin isteyip evine dönmelidir” derken, sığınmacıların terörden arındırılan bölgelere yerleştirilmesi gerektiğine vurgu yaptı.

“3200 sığınmacı Ramazan’da geri dönmedi”

İlk mülteci kafilesinin gelmesinin üzerinden geçen 7 yıl içerisinde, ülkenin hemen hemen her ilinden bu misafirperverlik durumunun uzaması dolayısıyla gerek toplumsal, gerek kültürel, gerekse ekonomik konularda ciddi şikayetler aldıklarını ifade eden Şahin, geçtiğimiz Ramazan Bayramı’nda Suriye’deki akrabaları ile bayramlaşmak için 32 bin Suriyeli mültecinin Cilvegözü Sınır Kapısı’ndan geçerek Suriye’ye gittiğini, bunların 3200’ünün geri dönmeyerek ülkelerinde kaldığını ve önümüzdeki Kurban Bayramı için de 55 bin mültecinin bayramlaşmak için Suriye’ye gitme talebinde bulunduğunu söyledi.

“Suriyeliler, terörden arındırılan bölgelere yerleştirilsin”

Suriyeli mültecilerin yarattığı ekonomik, kültürel ve toplumsal sorunlar karşısında halkın patlamaya hazır bomba gibi olduğunu söyleyen Şahin, “Suriye’deki savaşın yarattığı güvensiz ortamdan kaçıp ülkemize sığınan Suriyeli mülteciler bayramlaşmak için akrabalarının yanına Suriye’ye gidip geliyor. Sokakta vatandaş bizlere ‘Bayramlaşmak için gidebiliyorlarsa demek ki ülkeleri güvenli, neden biz hala vergilerimizle 3,5 milyon kişiyi besliyoruz?’ diye soruyor. Rusya’nın Suriye’deki Göçmen Kabul Merkezi’nin yaptığı araştırmaya göre dünya genelinde 1,8 milyon Suriyeli ülkesine geri dönmek istediğini belirtiyor. Ülkemizde yapılan araştırmalara göre de 300.000’e yakın Suriyeli ülkesine geri dönmek istiyor. Suriyeli mültecilerin yarattığı ekonomik, kültürel ve toplumsal sorunlar karşısında halk patlamaya hazır bomba gibi. Tepkiler çok büyük. Çalışma izni olmadığı halde düşük ücretle çalışan Suriyeli’ler nedeniyle ülke insanımız iş bulamıyor, mülteciler Türk ekonomisine özellikle yerel ekonomiye büyük yük olmaya başladı. Bu sorun artık çözülmeli ve terörden arındırılmış bölgelere Suriyeli mültecilerin nakli sağlanmalı” dedi.

“Dönüş planı hazırlanmalı”

Suriye’de oluşturulan güvenli bölgelere mültecilerin nakli ve bu bölgelere yapılacak yardımlarla Suriyeliler’in kendi topraklarında yaşamlarının sürmesinin, Türkiye’ye şuanki durumdan daha az maliyet yaratacağını ifade eden Şahin, Suriye hükümetinin başka ülkelere göç eden yaklaşık 5 milyon kişinin dönüşü için koordinasyon komitesi kurulmasını kabul ettiğini  ve güvenli dönüşü güvence altına aldığını de belirterek, ayrıca Rusya ve Suriye devletinin hazırladığı Lübnan’daki Suriyeli mültecilerin ülkelerine dönüşünü organize eden planın Türkiye tarafından da acilen hazırlaması gerektiğine değindi.

“Millete yük, yüklemeye kimsenin hakkı yok”

Türkiye Cumhuriyeti devletinin şimdiye kadar 32 milyar Türk Lirası harcadığı Suriyeli’lerin ücretsiz sağlık ve eğitim imkânlarına sahip olmasının Türkiye’deki 81 milyon insanın ortak tepkisine neden olduğunu söyleyen Suzan Şahin, ‘’Cumhurbaşkanı dün açıkladı, bugüne kadar Suriyeli mülteciler için devlet 32 milyar TL harcamış. Avrupa Birliği ve diğer dış yardımlar söz verildiği gibi tam anlamıyla gelmemiş, bu yük olduğu gibi Türkiye’de vergisini ödeyen halk üzerine yıkılmış durumda. 600.000 Suriyeli ücretsiz eğitim alıyor. Bir Suriyeli’nin yıllık eğitim masrafı 3.000 Dolar. Yine aynı şekilde sağlık hizmetlerinden de ücretsiz yararlanan Suriyeli sayısı 3 milyon ve kişi başı yıllık maliyeti 1.000 Dolar. Hal böyle olunca, son dönemde dövizdeki dalgalanmanın yarattığı finansal kriz ortamında kimsenin bu millete bu yükü yüklemeye hakkı yoktur. İktidar derhal bu konuyla ilgili çalışma başlatıp, terörden temizlenmiş Suriye topraklarına bu mültecilerin naklini sağlamalıdır. Ekonomik külfetin dışında toplumsal ve kültürel farklılıklar da şehirlerimizin demografik yapısını bozuyor. Fuhuş ve uyuşturucu oranları ciddi şekilde arttı. Hatay’ın yüzde 26’sı Suriyeliler’den oluşuyor. Toplumsal ve kültürel asimilasyon tehlikesi söz konusudur. 7 yıldır milletimiz misafirperverlik yapmış, eli kanlı IŞİD zulmüne seyirci kalmamış ve komşusuna sahip çıkmıştır. Ancak misafir de misafirliğini bilmeli ve artık izin isteyip evine dönmelidir. Bayramlaşmak için güle oynaya Suriye’ye gidilebiliyosa, demekki Suriye’de artık tehdit altında olmadan yaşanabilir de” dedi

 

 

Bir cevap yazın