Makam arabası.
Bir tane yetmez!
Şoför.
Hazır.
Koruma.
Her daim.
Başkan geldi.
Kapılar açılsın.
Oturdu.
Kapılar kapansın.
Aman dikkat!
Yormaya gelmez başkanları!
Kapıyı bile kapatmaya ellerini kaldırmıyorlar, havaları söner diye!
Oraya git.
Buraya git.
Git babam git.
Vatandaşa hizmet etmek esastır!
Kentlerin anlı-şanlı başkanları bunlar.
Açılsın kapılar.
Kapansın kapılar.
Mesai saatinde de böyle.
Mesai saati dışında da böyle.
Misafirliğe bile makam arabasıyla gitmek adettendir!
Koskoca başkan ne de olsa!!!
Makam arabasında geçiyor hayatları.
Nerden bilsinler çukuru?
Çamuru.
Tozu.
Çarpık kentleşmeyi.
Nerden bilsinler vatandaşın çektikleri çileleri?
Geçilecek yol bulmak o kadar zor ki…
Çukur.
Çamur.
Toz.
Kaçak inşaatlar.
Hem de…
Şehrin tam göbeğinde.
Ahhhh şu makam arabaları ahhhh!
Bütün suç onlarda!
Koltuklarında bir sır var ama ne?
Yapışan kalkamıyor!!!
Niyeyse?!?!?!
Dersiniz ki…
Makam arabasında doğmuş hazretler!!!
Bırakın makam arabalarını da…
Yürüyün.
Vatandaşla el sıkışın.
Kendi araçlarınızla kentinizin caddelerinde, sokaklarında gezin.
Ki…
Vatandaşı anlayın!!!
Böyle olan var mı?
Var, ama…
Çok, çoooook az!!!!!!!