İstismara karşı çocuklara neler öğretilmeli?

İskenderun Özel Gelişim Hastanesi Uzman Klinik Psikoloğu Gamze Uygun Ekenel, çocukların cinsel istismardan korunması, istismara uğrayan çocuktaki psikolojik etkiler ve aileye düşen görevlerle ilgili önemli açıklamalar yaptı. Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Kliniklerinin bulgularına göre, her beş istismar vakasından birinin çocuğun daha önceden tanıdığı kimseler tarafından gerçekleştirildiğine dikkat çeken Ekenel, istismar olayına karşı öncelikle ailenin bilinçli davranması gerektiğinin altını çizdi.

Bu konuda çocuklara verilecek eğitimin, cinsel istismara karşı mücadelede büyük önem taşıdığını vurgulayan Gamze Uygun Ekenel, “Çocuk cinsel istismarı; çocuklara karşı yapılan, cinsel doyum amacı taşıyan temas, teşhir, cinsel birleşme, sözlü taciz gibi her türden eylemi kapsar. İstismar sanıkları, ebeveynlerin çocuklarını uzak durmaları için sürekli uyardığı ‘yabancılar’ olabileceği gibi, ebeveynlerin sosyal çevresinden bir akraba, komşu veya çocuğa bakmakla görevli herhangi biri de olabilir. Trabzon ve Muş’taki Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Kliniği’nin bulgularına göre, her beş istismar vakasından biri çocuğun daha önceden tanıdığı kimseler tarafından gerçekleştirilmektedir” dedi.

“İstismardan şüpheleniyorsanız, uzmana başvurun”

İstismara maruz kalan küçük yaşta bir çocuğun davranışlarında değişiklikler görüldüğünü belirten Uzm. Klinik Psikolog Gamze Uygun, “Çocuklar, gerek ‘ailem bana kızar’ korkusu, gerek istismarcının tehditleri nedeniyle, bunu ebeveynlerine doğrudan söyleyemeyecektir. Çocuk cinsel istismarını anlamak, ancak iyi bir gözlem sayesinde mümkün olabilir. Sevdiği oyunlara karşı ilgi kaybı, sosyal ortamlardan kaçınma, iştahsızlık bu belirtilerden bazılarıdır. Çocuk, oyunları esnasında yaşından beklenmeyecek cinsel hareketlerde bulunuyorsa veya resim çizerken ayrıntılı genital organlara yer veriyorsa, istismara maruz kalmış olması çok büyük bir ihtimaldir. İstismarın anlaşılmaması, devam eden istismarlar, çocuğun sağlıklı bir yetişkin olmasının önünde engeldir; ileriki yaşlarında depresyon, travma sonrası stres bozukluğu veya madde bağımlılığı görülmesi olası riskler arasındadır. Çocuğunuzun cinsel istismara uğradığından şüpheleniyorsanız, yaşayacağı zararı en aza indirmek için en kısa sürede bir uzmana başvurmalısınız. Böyle bir durumda aşırı tepki vermek, kızmak, bağırmak, suçlayıcı davranmak, ancak çocuğun stres ve kaygı düzeyini arttıracaktır” dedi.

“Çocuklarınıza tepki vermeyi öğretin”

Çocuğu olası bir cinsel istismardan korumak için, ona yaşına uygun, basit bir cinsel eğitim vermek gerektiğini belirten Uzm. Klinik Psikolog Uygun, “Çocuklar her yaşta mağdur edilebileceğinden, konuşmaya ve isteklerini anlatmaya başladıkları iki yaş civarında göz, burun, kulak gibi vücut parçalarının adı öğretilirken, genitallerinin anatomik isimleri de öğretilmeli, takma isimler tercih edilmemelidir. Çocuğunuz genital organlarıyla ilgilendiğinde dikkatli davranılmalı, o bölge ‘pis’ veya ‘ayıp’ diye nitelendirilmemelidir. Zira bu yaklaşım, bir istismar sonrasında çocuklarınızın sizden olumsuz bir tepki almamak için, ağızlarını kapalı tutmalarına sebebiyet verebilir. Çocuğunuzla aranızdaki güçlü ve sağlıklı iletişim, istismarı önlemek veya etkisini en aza indirmek için kritik önem taşır. Çocukların güvenli, tehlikeli gibi kavramları anlamaya başladıkları yaşlarda, ona vücut güvenliğinden basit ve somut cümlelerle anlatılabilir. Örneğin; ‘Hepimizde olduğu gibi senin de vücudunda bazı özel bölgelerin var. Bunlar iç çamaşırlarının kapattığı yerlerin. Buralarına güvenmediğin kişilerin dokunmasına hayır diyebilirsin, sana kızmayız. Bazen bazı yetişkinler ki, bunlar tanıdığın sevdiğin büyüklerin de olabilir, bu güven kurallarını bilmeden sana dokunabilirler ve bu seni rahatsız, üzgün veya garip hissettirebilir. Böyle bir şey olduğunda ‘hayır, dokunma’ de. Sonra da gel bunu bana -veya çocuğun güveli yetişkini kim olacaksa ona- anlat, olur mu? Böylece biz hem seni koruyabiliriz hem de o yetişkine güvenlik kurallarını söyleyebiliriz’. Böylelikle çocuklar bu tür olaylarla karşılaştıkları zaman gidip konuşabilecekleri onları susturmayacak ve onları istismarcıdan koruyacağına güvendikleri bir yetişkin olduğunu bilmeliler. Böyle bir olayı anlatırsa cezalandırılmayacaklarını, onların sözüne güvenileceğini onlara anlatmak önemlidir. Bir çocuk için böylesi bir olaya maruz kalmaktan sonraki en kötü şey yaşadığı kötülüğü anlattığında kimsenin onu dinlememesi, ciddiye almaması ve savunmamasıdır. Çocuklardan izin alınmadan, çocuğa dokunulmamalıdır. Öpmek, sarılmak, çimdiklemek, gıdıklamak, okşamak gibi dokunuşlar hiçbir istismar içermese dahi, çocuğun isteği dışında meydana geldiğinde ona kendi vücudu üzerinde hükmü olmadığını öğretir. Yetişkinler ona istenmeyen bir temasta bulunduğunda çocuk ona hayır deme, karşı koyma, kendini savunma gücünü kaybeder” diye konuştu.

“Çocuklar aileyi model alır”

İstismarı önlemek için, çocukları potansiyel istismarcı gibi yetiştirmemek gerektiğini ifade eden Psikolog Uygun, “Saldırgan aileyi rol modeli olarak alan çocuklar, evlerindeki şiddeti öğrenir. Baskın ve güçlü olanın zayıf olanı ezmesini normal karşılar, benimser ve ileride kendi çevrelerinde uygular. Ailenin erkek çocuklarını el üstünde tutarken, kız çocuklarını saymaması, erkek çocuğunun cinsel organını tanıdıklara sergilerken, kız çocuğunu sürekli düzgün oturması konusunda uyarması; erkek çocuğa üstün olduğunun ve diğer insanların ne hissettiğinin kendi hisleri kadar önemli olmadığının sinyallerini verirken, kız çocuğunun sessiz kalmasına yol açar. İleriki yıllarda istismar vakalarının azalması ve çocuklarımızın topluma yararlı yetişkinler olabilmesi için, onlara bugünden empatiyi ve canlılarla sağlıklı iletişim kurmayı öğretmeliyiz. Hiçbir ebeveyn çocuğunun ileride toplumun huzurunu bozabileceğine ihtimal vermez. Lakin kuşkusuz ki, çocuk istismarcılarının her biri, bir zamanlar çocuktu. Çocuklarımıza bugünden vermeye başladığımız eğitim, çocuk istismarıyla olan mücadelemizde en önemli çözümü bize sunar” dedi.

 

Bir cevap yazın