Çeliğin babayiğidinden yine bir ilk

Tosyalı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı proje bazlı teşvik paketinde yer alan Osmaniye Entegre Madencilik Yatırımı’nın detayları hakkında bilgiler verdi. 2017 Yılında Türkiye genelinde hazırlıkları tamamlanan 19 yatırım arasında yer alan, 28 milyon lira maliyetli yatırımın tamamlandığında 50 bin kişiye iş sağlanacağını ifade eden Tosyalı, ilk olarak hedeflerinin de 4 milyon ton üretim olduğuna dikkat çekti. Tosyalı, ayrıca cevherden çelik üretecek ilk yatırımın çelik ithalatının yapıldığı Doğu Akdeniz limanlarının hemen önüne yapılacağını ifade ederek,  Anadolu’da Kayseri, Malatya ve Sivas’tan çıkartılacak demir madeninin Ar-Ge’leri ile zenginleştirilerek, entegre yatırımları sayesinde çeliğe dönüşeceğini vurguladı.

Hedef; önümüzdeki yıl başlamak

Osmaniye Entegre Madencilik Yatırımı ile madenden başlayıp, son ürüne kadar gelen ve bu arada da bütün katma değerin ülkede kalacağı modern yöntemlerle üretim yapacaklarını anlatan Tosyalı, “Türkiye’de özellikle çok uzun yıllardan beri madenden başlayıp son ürüne gelen bir metalurji yatırımı yapılmadı. Ülkemizin bu alandaki ilk yatırımı Erdemir oldu, arkasından Kardemir ve İsdemir geldi. Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana özel sektör ferasetiyle madene dayalı metalurji yatırımı yapılamamış. Çünkü madene dayalı yatırımlar çok yüksek bütçeli, meşakkatli ve birçok kurumdan izin alınması gereken çok komplike yatırımlar… Bu amaçla biz özellikle entegre maden yatırımı adı altında madenden başlayıp son ürüne kadar gelen ve bu arada da bütün katma değerin ülkemizde kalacağı modern yöntemlerle üretim yapacağız. Bu kademe kademe yapılacak bir yatırım. Tamamlandığında direkt istihdamımız 5 bini bulacak. Hatta minimum 5 bin olacak. Biz yatırım yaptıktan sonra etrafımızda ciddi bir sanayi kümelenmesi oluyor. Şu anda yatırımlarımızda 6 binden fazla çalışanımız var. Ama etrafımızda 40’tan fazla fabrika var. Bunu düşünürseniz etrafımızda endirekt istihdam oluşturuyoruz. Yani burada direkt istihdamımız 5 bin ise endirekt bu sayı en az 50 bin olur. İthalat tarafında bizim ilk olarak hedefimiz 4 milyon ton üretim. O da bugün için 3 milyar dolar. Biz eğer bu yıl sahadaki işleri toparlayabilirsek önümüzdeki yıl yatırıma başlayabiliriz. Üçüncü yılda ise ilk ürünü piyasaya vermeye başlayabiliriz. Ama bu yatırımın tamamlanma süresi 7-8 yılı bulacak” şeklinde konuştu.

“Babayiğit aranıyordu”

Çocukluğundan itibaren sektörün içinde olduğunu ve en büyük hayalinin cevherden çelik üretmek olduğunu anlatan Fuat Tosyalı “Bu sene 50’nci meslek yılım. Yürümeye başladığımdan beri demirin metalin içindeyim. Türkiye’de cevherden çelik üretmek hep hayalimdi. Bunu Cezayir’de yapıyoruz. ABD’de Çin’de tüm dünyada cevherden çelik yatırımlarını devletler kurmuş. Benim için büyük bir hayaldi. Sektörde dünyanın tüm aktörleriyle işim var. Çok kaliteli insan kaynağım var. Sermaye gücümüz var. Hayalimi gerçeğe çevirmek istiyordum. Cumhurbaşkanımız ‘babayiğit arıyorum’ deyince ben de bu hayalimi kendisiyle paylaştım. Proje Bazlı Teşvik Sistemi doğunca da harekete geçtik. Zaten biz tam krizden çıkarken 2010 yılında bir fabrika açılışında Cumhurbaşkanımız ‘cevherden çelik üretmeliyiz’ demişti”  şeklinde konuştu.

“Doları yönetemiyorsan nasıl iş adamısın?”

Dolar kurundaki artışı da değerlendiren Fuat Tosyalı, “Kur ne olursa olsun biz işimize devam edeceğiz. 5 Nisan’ı hatırlayın. O dönemde dolar 10 bin TL’den 40 bin TL’ye çıktı. Bugün kur 3.80’den 4.00 TL’ye çıktı diye karalar bağlayanlar var. Bunu yönetemiyorsan nasıl işadamı veya sanayicisin? Bakın, ben yürümeye başladığımdan bu yana imalatın içindeyim. En son akımlar AVM yapmak, restoran açmak… Onları sanayicinin yapacağı işler olarak görmüyorum. Biz hiçbir dönem kendi işimizin dışındaki işlere bakmadık. Bir alt katımızda boş olan dairenin kira getirisi ile bile ilgilenmedik, çünkü bu ayrı iş. Türkiye’de kendi alanımda yurtdışından yatırım iştahının azaldığını hiçbir zaman hissetmedim. Benim kapımı her zaman birileri çalmıştır. Ya bize ortak olmak istediler ya da bizi kendi işlerine ortak etmek istediler. Durum öyle olsaydı, biz Japonlarla Toyota’dan sonra Türkiye’deki en büyük Japon ortaklığını yapamazdık. Terör olaylarından bunaldığımız veya kurun dalgalandığı dönemde ortaklarıma pişmanlıkları olup olmadığını sordum. Hiçbir zaman tereddüt ettiklerini görmedim. “Biz Türkiye’de olmaktan, burada yatırım yapmaktan pişman değiliz” dediler” dedi.

 

 

 

 

 

 

Bir cevap yazın